Yapılan tek şey, içme suyu kuyularının kulübelerini masmavi boyamak oldu.
Bir dönem Sayın Halim Orta hocamızla umutlanmıştık ama o da milletvekili aday adayı olup seçilemeyince, eski vazifesi yerine üniversiteye geri döndü. Şimdi Sayın Şafak Başa ile umutlanmak istiyoruz.
Sayın müdürüm;
- O kuyuların kaderi meçhul,
- O kuyuların güvenliği yok,
- O kuyular her türlü riske açık.
18 adet kuyu var, hiç birinin ne bir güvenliği ne de güvenlik çemberi mevcut değil. Bir tane köy korucusu var, o da ancak bir hırsızlık veya sel baskını olunca bu kuyuları kontrol edebiliyor. Onun da bir eski motosikleti var, benzin bulamazsa ona da bakamıyor.
Son edindiğim bilgiye göre,16 köy korucusunun görevine ikinci bir emre kadar son verilmiş.
Artık bu hizmet de yapılamayacak.
Şimdi Sayın Genel müdüre soruyorum;
Bu kuyular savunmasız. Ortam malum, ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Bu içme suyu kuyularına karışacak önemli bir zararlı maddede Süleymanpaşa halkının hali ne olacak?
Ya da zirai malzeme karışırsa ne olacak? Hadi onları da geçtik, daha önce bizzat gözlemlediğim gibi, atık madde dolu derenin taşması sonucu İçme suyu kuyularının kulübeleri, neredeyse görünmez hale gelmişti.
Ayrıca dere tazyiki sonucu kulübelerde yer yer kopmaları bizzat fotoğraflamıştım.
Bu kuyuların güvene alınması için ne gibi bir çalışma yapmayı düşünüyorsunuz?
İNSAN SAĞLIĞI HER ŞEYİN ÜSTÜNDEDİR.
Sizden ümidimiz ve beklentimiz büyüktür ve gerekli çalışmaları yapacağınıza inanıyoruz.
İYİ ÇALIŞMALAR.