info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
32.5096
Dolar Satış
:
32.5682
Euro Alış
:
34.6254
Euro Satış
:
34.6878
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Sinema Tarihçisi Zahit Atam; Sansür Sinemaya Zarar Veriyor

Sinema Tarihçisi Zahit Atam; Sansür Sinemaya Zarar Veriyor

Tekirdağ Kiraz Festivali kapsamında,Eskici kitabevi ve Süleymanpaşa belediyesinin davetlisi olarak Süleymanpaşa’da kültür çadırında  “Sinema,İktidar ve Sansür” konulu panele,Sinema oyuncusu Fırat Tanış’ın geçirdiği ufak bir kaza neticesiyle sadece Avukat Seçkin Serpil ile katılan sinema tarihçisi Zahit Atam, “sinema,iktidar  ve sansür” konulu panelde çarpıcı açıklamalarda bulundu.ZahitAtam konuşmasında,
 
 
“Antalya film festivalinde başlayan sansür konusu, “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” adlı bir belgeselden dolayı kaynaklanıyordu.Belgesel,seçici kurul tarafından yarışmaya layık görülmüştü.Fakat seçici kurul kararından sonra bazı festival çalışanları,hukukçuya sormak gerektiğine karar vermişlerdi.Çünkü,gezi olayları üzerine anlatılan belgeselde,bazı duvar yazılarında,belirli bir şahısla ilgili duvar yazılarını yansıtmasından dolayı sorun çıkmıştı.Yakın zamanda,2015 yılında bu sorun bir kez daha ortaya çıktı.Vakur adlı bir film yapıldı.Vakur kürtçe kuzey demektir.Bu filmde,PKK mensuplarıyla neden bu örgüte katıldığı konusunda söyleşi vardı.Bu film ulusal ve uluslararası gösterime katılması düşünülürken,yarışma dışı özel gösterime alındı.Ardından bir gazetede film ayrıntılı olarak hedef gösterildi.
 
 
Bir diğer konu da kayıt tescil belgesidir.Kayıt tescil belgesi,bir filmin kimin olduğunu kayıt altına almak üzerine doğru bir uygulamadır.Fakat mevcut iktidar döneminde bu sansür haline getirildi.
Bu sansürün sadece kürt sorunu olarak görülmesi mümkün değildi.İlk önce gezi,daha sonra kürt sorunu olarak iki tane muhalif odak üzerinden şekilleniyordu.İki konunun da hassasiyeti vardı.İki festival de farklı tavır gösterdi.
Antalya film festivalinde festivali düzenleyenler,tümüyle festivalin meşruiyetini ve gücünü savundular.Türkiye için önemini  savundular.İstanbul film festivalinde ise,durum değişik oldu.Festivali organize eden İKS ve İstanbul kültür ve sanat vakfı festivalinin koordinatörü tamamen sansüre karşı çıktı ve sanatçılarla beraber bir protesto eylemini örgütlemeye gitti.Çünkü sansürün festival kurulu değil,bakanlık tarafından yapıldığı öngörülüyordu.Sansüre bakacak olursak,ilk kez 1971 yılında,Cannes film festivalinde Yılmaz Güney’in “Umut” filminin aynı durumla karşılaştığını görürüz.
 
Bir de,bir festivalde dereceye giren filmlere para ödeyen tek ülkeyiz.Berlin Film festivalinde veya Cannes film festivalinde dereceye giren film veya yönetmenine beş kuruş para ödenmez.Sadece plaket.v.b. türü ödül verilir.Para yerine,sadece manevi değeri yüksek bir ödül verilir.Türkiye’de ise,örnekle ifade etmek gerekirse,Antalya film festivalinde birinci olan filme 400.000 lira gibi büyük bir para verilir.Yönetmen,sanatçı ve daha bir çok dalda ödülü hesapladığınızda,yarım milyon lira gibi bir para harcanır.Yurt dışında ise kesinlikle para verilmez ama,film,uluslararası arenada pazarlanır ve büyük bir gelir kazandırır.Bizde filmin sanatsal değeri yerine,maddi değeri ön plana çıkmaktadır.Santsal bir filmi çok izleyen olmaz ve maddi getirisi fazla değildir ama,bir “Recep İvedik”filmi büyük kazanç getirisine sahiptir.Bu da filmin sadece para kazanmak üzerine kurulmasına neden olurken,filmin yurt dışında temsil ve başarı oranında düşüşe etki eder.Bir hababam filmi ile günümüz komedi filmlerini kıyaslayamazsınız.Ayrıca,toplumumuzun günlük yaşamda kullandığı kelimeler küfür olarak kabul edilip çıkarıldığı zaman filmin dokusu bozulur.”Dedi.
Sinema-televizyon öğrencisi ve avukat Seçkin Serpil, “hukuki açıdan bakacak olursak,filmin sansür nedeniyle bazı bölümlerinin çıkarılması hukuken senaryoyu yazanın filmin orijinalliğini bozduğu yönünde itirazını haklı kılar.Tescil belgesi de sadece bir formaliteden ibarettir.Bir filmi sansür dolayısıyla engellemek isterseniz,birçok neden bulabilirsiniz ama,yabancı kelime olan sansür denetlemek manasında olmasına rağmen,ülkemizde adeta yasaklama olarak kullanılmaktadır.”dedi.
Panel,karşılıklı soru cevapların ardından,Süleymanpaşa belediye başkan yardımcısı Gülferah Güral ve festival kültür komisyonu yetkilisi Edibe Akçakaya’nın sanatçılara plaket sunumuyla sona erdi.
Kaynak : Murat Ürtekin