İlk olarak, olaylar ve yapıların incelenebileceği tarihsel bir perspektif ve yöntem ortaya koymamız gerektiği sonucu çıkıyor buradan. Varolan bunalım diyalektiğinin irrasyonel doğası ortada olduğuna göre, diyalektik yönteme başvurmaksızın, dinamik dönüştürücü terimlerle şeyleri inceleyebileceğimiz yeni bir yol bulabilmemiz olanaklı olmalıdır. Bir kez “dünya sorunları”nın halihazırdaki senaryosunu çözdüğümüzde, işte o zaman hem eleştirel hem de yapıcı bir şekilde önümüzde duran meselelere, tümüyle yeni bir iktidar anlayışıyla bakmamız olanaklı olacaktır ve bu yeni iktidar anlayışı sayesinde meselelerin üstesinden gelecek ve toplumu değiştirebileceğizdir.
Batılı bir Derviş olan Abdülkadir El-Murabıt’ın meşhur eseri “Diyalektiğin Sonu: Gelmekte Olan İnsan İçin” Ersin Balcı’nın tercümesiyle yeniden okuyucusuyla buluşuyor.
(Tanıtım Bülteninden)