Gâvur Mahallesi ve çevresindeki günlük yaşantıyı 1915’lerden 1940’lara, oradan bugünlere taşıdığı rengârenk öyküleriyle yörenin yitip gitmekte olan toplumsal hafızasına adeta bir cansuyu veren, bölge insanına, gelenek ve göreneklerine dair birbirinden değerli tanıklıklarıyla adeta ayaklı bir Diyarbakır ansiklopedisi olan Mıgıdiç Margosyan’ın edebi verimi Diyarbakır için daima çok değerliydi.
Ancak, özellikle son yıllarda yürütülen operasyonlarla adeta yeryüzünden silinen, içinde Gâvur Mahallesi’ni de barındıran Sur’un yürek yakan son halinden sonra Margosyan’ın öyküleri ve anlattıkları, bir başka anlam, bir başka değer daha kazanıyor. Yazarın tüm eserlerini bir araya getiren Fıllaname de, bu koşullar altında salt bir kitap olmaktan çıkıyor, adeta geçmişin kayıp seslerini yarınlara taşıyan ve halen çağıldamakta olan bir kaynak halini alıyor. Ancak edebiyatın saf ve temiz suyunun yüklenebileceği türden bir sorumluluk bu. Mıgırdiç Margosyan’ın eserleri, Diyarbakır’a, Gâvur Mahallesi’ne, hepimize, hal ve ahvalimize dair çok şey anlatmaya devam ediyor.
(Tanıtım Bülteninden)