Sadece gençlik kolları seçimi kaldı. Burada belki bu adaylar kazanmış olabilir ama aslında demokrasi kaybetti.
Eğer bir seçime gidilirken, adayların çekilmesi için baskı yapılıyorsa, bunun adı seçim değil, demokrasi engelidir. Öncelikle Mennan Yıldırım ve Şerafetdin Terzi’nin neden adaylıktan vazgeçtiğini, İlhami Özcan Aygün’ün hangi nedenle adaylıktan çekildiğini bir araştırmak lazım.
Biz gazetecilerin beklediği tek şey var; Yeni başkan Recep Ökten çıkacak, “ben kimseden emir almam, partiye zarar veren kim olursa gözünün yaşına bakmam. Bundan sonra, herkes ayağını denk alacak. Milletvekilleri parti yönetimlerinden elini çekecek, hiçbir partili kendini partinin üzerinde görmeyecek, konuştuklarına, yazdıklarına, yaşantılarına dikkat etmeyen, parti içinde gruplaşan, toplu kararlara imza atan cezasını çekecek” derse, bu partide demokrasi olacak demektir.
Yok, bir yerlerden emir alarak davranacaksa, haber ve köşe yazılarımızda bol bol misafirimiz olacaktır.
Tavsiyemiz, Ak Parti 7 Haziran seçimlerinden ders çıkarıp aday değişimine gittiğinde zafer kazanmışsa, CHP de artık bir yapılanmaya gitmelidir. İhanetle, gruplaşmayla, pazarlıklarla, baskıyla adaylıktan geri çekmeyle, telefon ve ev ziyaretleriyle üyeleri yönlendirmeyle ilçe ve kadın kolları seçimlerini ele geçiren kadrolar tespit edilip görevden alınmazsa çözüm olmaz. Genel başkanlık seçiminde tüm il başkanlarının imzası ile deklarasyon yayınlanmış,bu da demokrasiye aykırı olmuştu.ilçe başkanlarının gençlik kolları başkanının seçime yakın bir zamanda görevden alınması için toplu imza sunması,art niyet gösterisidir.
Ayrıca, yine ilçe başkanlarının ortak kararıyla Şeref Çetin’i destekleme kararı alındığı konuşuluyor. Bu gerçekse, yapılan seçime gölge düşürmek ve adil olan seçime müdahaledir, kazanılan demokrasi zaferidir.
Gelelim kongrede yaşananlara; Ben Sayın Öztrak’ı anlamıyorum. Genel başkan yardımcısısınız. Ne işiniz var bu tür kulis faaliyetlerine? Teşkilatlardan ne istiyorsunuz?
Eğer bir önceki kongrede Sayın Kadir Albayrak sert üslupla sizi eleştirmişse, bu gerçektir ve artık bu tür faaliyetlerde bulunmaması gerekir. Buna rağmen, Sayın Aydın Kurban da aynı şekilde sert eleştirilerde bulunmuşsa, burada bir sıkıntı var demektir ve kendini geri çekmesi gerekir. Ben defalarca yazdım. Tekrar Sayın Öztrak’a sesleniyorum; “SAYIN VEKİLİM, GELİN RÖPORTAJ YAPALIM VE TEKİRDAĞ’I MASAYA YATIRALIM. BU RÖPORTAJ ÇAĞRIMDAN YILLARDIR GERİ ADIM ATIYORSUNUZ. REDDETTİĞİNİZ SÜRECE, YAZILANLAR HAKLI KABUL EDİLECEKTİR.
Bir sözüm de (vekilim demiyorum) sevgili kardeşim Emre Köprülü’ye; Siz vekilliğe adım attığınızda, “işte genel başkan yardımcısı olacak kişi” demiştim. Ama üzücü şeyler duymaktayım. Parti içinde, “Faik Öztrak’ın sözüyle hareket ediyor, teşkilatlara müdahale ediyor” gibi şeyler duyuyorum. Umarım bu söylenenler doğru değildir.
İşin bir de basın tarafı var. Açıkçası ben Şeref Çetin’in tekrar başkan olmasını istemiyordum ama yeni başkanın Öztrak’ın adayı olduğunu duyunca Çetin’in seçilmesini istemiştim. Fakat henüz çiçeği burnunda başkanı bir konuda uyarmak isterim. Şeref Çetin, yerel seçimler döneminde, basın mensuplarını il binasından çıkarmak için üzerine yürümüştü. İl başkanı olunca da, basına karşı tavrıyla dikkat çekti. Basına karşı olan değil, basının yanında olanlar her zaman kazanır. Umarız eski döneminizde olduğu gibi basına tavır almazsınız.
Artık top sizin elinizdedir. Yeni, adil, demokratik ve özgür bir CHP Mİ, yoksa Ankara talimatlarıyla yönetilen yerel idareli CHP Mİ? Merakla bekliyoruz. Her şeyi zaman gösterecek. FAKAT CHP’DE (RE-VİZ-YON) ŞART-TIR.
Bakalım CHP DE,Ak Partinin 7 Haziran seçimlerini görüp 1 Kasımda revizyona gitmesi gibi, yeni yapılanmaya gidecek mi?
GÜN OLA HARMAN OLA