info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
32.3271
Dolar Satış
:
32.3854
Euro Alış
:
34.4475
Euro Satış
:
34.5096
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

200 Yıllık Kılıcın Sırrı Hala Çözülemedi

Siirt te bir türbede 200 yıldır muhafaza altında tutulan kılıçtan 40 sene kan geldiği rivayet edilirken, bugüne kadar kılıcın sırrını kimse çözemedi.

Siirt'in Kurtalan ilçesi Ovacık köyünde bir türbede 200 yıldır muhafaza altında tutulan kılıçtan 40 sene kan geldiği rivayet edilirken, bugüne kadar kılıcın sırrını kimse çözemedi.
 
Büyük İslam Alimi Şeyh Abdulkadir Geylani'nin 20'inci kuşak torunu olan ve Siirt'in Kurtalan ilçesi Ovacık köyünde bulunan türbede meftun olan Seyit Şeyh Kasım Geylani'ye ait olduğu ifade edilen ve vefatından sonra 200 yıldır muhafaza altına alınan kılıç ile ilgili söz edilen rivayet duyanları hayretler içinde bırakıyor.
 
40 YIL KAN DAMLATTI
 
Konuyla ilgili bilgi veren Mahsum Ceylan, "Siirt'in Ovacık köyünün geçmişi 1450'li yıllara dayanıyor. Köyde bulunan türbede El Mürşid-ül Kamil olarak tabir edilen Şeyh Abdulkadir Gaylani'nin 20'inci kuşak torunu Seyit Şeyh Kasım Geylani'nin kabri bulunuyor. Yaşadığı 1780 ile 1848 yılları arasındaki dönemde önemli hadiseler meydana geldi. O dönemde 3 büyük aşiret olan Yezidiler ve Ermeniler bölgeye hüküm sürmekteydiler, Müslümanlar da azıklıktaydı, köyde medresede talebe yetiştiren Şeyh Kasım, talebelerin iaşesini ise köylerdeki Müslümanların zekatlarıyla tahsil ediliyordu. O dönemde iki talebe hasat zamanı zekat niyetiyle gittiği bir evde Yezidiler tarafından boğazları kesilerek katledildi. Siirt nahiye olduğundan, Bitlis üzerinden padişaha haber yollayan Şeyh Kasım Geylani, bölgede artan Yezidi ve Ermeni baskılarından dolayı savaşmak için fetva istedi. Cevaben savaşmanın caiz olduğu fetvası üzerine 1827 yılında bölgede Müslümanlar ile yezidiler arasında çıkan küçük çaplı savaşta zayiata uğrayan Yezidiler ve Ermeniler köylerden kaçmak zorunda kalıyor, çok sayıda Müslüman da şehit ediliyor. Bunların arasında Şeyh Kasım Geylani'nin de 40 talebesi bulunuyordu. Şeyh Kasım Geylani, 1848 yıllarında vefat ettiği zaman kullandığı kılıcı kabrinin sandukasının üzerine koyulmasını vasiyet ediliyor. Yaklaşık 200 yıllık olan bu kılıç, 165 yıldır bu türbede muhafaza altındadır. Torunu Şeyh Abdulcabbar, her perşembe günü dedesinin sandukasını açtığı zaman kılıçtan kan aktığını görüyor, kılıcı temizleyerek yerine koyuyor, bu 40 yıl boyunca böylece devam ediyor. Torun Şeyh Abdulcabbar vefat edince bu kılıçtaki kan da gidiyor" dedi.
 
DERVİŞNEBİ LAKABININ SIRRI
 
Mahsum Ceylan, büyük dedesi Şeyh Kasım Geylani'nin 'Dervişnebi' lakabının nasıl aldığı ile ilgili rivayeti de söyle anlattı: "Yaşadığı bir dönemde çevre köylerden çok sayıda kişi o dönem hacca gidiyor. Burada Ravza-i Mutahhara'yı da ziyaret eden köylüler şeyh Kasım'ı burada peygamber efendimizin kabrinin ayak uçunda bulunduğuna şahit oluyorlar. Ancak rivayette Şeyh Kasım'ın o dönemde hacca gitmediğini sonradan öğreniyorlar. Aynı dönemde tüm talebeleri bir gece aynı anda rüyasında Peygamber efendimizi görüp, şeyh Kasım Geylani için; 'O benim dervişimdir' buyurduğunu görüyorlar. Bunun üzerine bu lakap kendisine veriliyor".
 
200 yıllık olduğu inanılan kılıç, Siirt şehir merkezine 30 kilometre uzaklıkta bulunan Ovacık köyünde büyük zatların da metfun olduğu türbede halen muhafaza altında tutuluyor.