AB Türkiye raporu Türkiye’ye yoğun bir tempo içinde çalışma şartları öne sürüyor.Bazı maddelerin Türkiye tarafından kabul görmeyeceği öngörülürken ne gibi bir strateji merak konusu olmaktadır.
İşte o maddeler;
• Siyasi kriterler alanında reform çalışmaları kısmen uzayan seçim dönemi nedeniyle yavaşlamıştır.
• Geçici Hükümet AB katılım sürecini yeniden canlandırmaya yönelik girişimlerde bulunmuştur. Ancak bu yönde atılan istikrarlı adımlara rağmen hukukun üstünlüğü ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü alanında Avrupa standartlarıyla uyumsuz yasal düzenleme değişiklikleri gerçekleştirilmiştir.
• Siyasi düzeyde bölünmüşlük devam etmektedir.
• 7 Haziran seçimlerinde katılım oranı %84’ü aşarak tarihi yüksek seviyelere ulaşmıştır. Bu gelişme Türk demokrasisinin gücüne işaret etmektedir. Yeni Parlamento’da tüm ana akım partiler temsil hakkı kazanmış ancak koalisyon kurulamamış ve seçimlerin 1 Kasım tarihinde tekrarlanmasına karar verilmiştir.
• Seçim yasası kapsamında diğer eksiklikler arasında %10’luk baraj öncelik olarak ele alınmalıdır.
• Rapor hazırlıkları döneminde Türkiye’de güvenlik durumunda önemli bir kötüleşme yaşanmıştır. Yetkililer AB terör örgütleri listesinde bulunan PKK’ya karşı Türkiye ve Irak’ta kapsamlı askeri ve güvenlik operasyonları başlatmıştır.
• “Barış süreci” geçmişteki olumlu gelişmelere rağmen durma noktasına gelmiştir.
• Türkiye 10 Ekim’de Ankara’da yakın tarihindeki en ölümcül terör saldırısına uğramıştır. Saldırı işçi sendikaları ve muhalefet partilerinin gençlik kolları tarafından düzenlenen “barış yürüyüşünün” çok sayıda katılımcısının hayatını kaybetmesi ile sonuçlanmıştır. Türkiye’de demokrasiyi istikrarsızlaştırmayı ve demokrasiye zarar vermeyi amaçlayan bu menfur saldırıya yönelik soruşturmanın hızla ve saydam bir şekilde tamamlanması elzemdir.
• Kamu idaresi reformları alanında Türkiye’de hazırlıklar orta düzeydedir. Etkin kamu hizmetleri ve kullanıcı odaklı idare anlayışı mevcuttur. Ancak bu alanda kapsamlı bir reform girişimine yönelik ivme zayıf kalmaktadır.
• Son dönemde “paralel yapı” ile mücadele kapsamında gerçekleştirilen işten çıkarmalar veya kademe indirimleri endişe vericidir.
• Sivil toplum kuruluşlarının sayısı artmakta ve sivil toplum canlılığını korumaktadır.
• Toplanma özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar ciddi endişelere yol açmaktadır.
• Yargı sistemi alanında katılım müzakereleri çerçevesinde hazırlıklar belirli bir düzeye ulaşmıştır.
• Yargının bağımsızlığı ve güçler ayrılığı konuları zarar görmüş hâkimler ve savcılar yoğun bir siyasi baskıya maruz kalmıştır.
• İddia edilen “paralel yapıya” karşı operasyonlar zaman zaman yargının bağımsızlığını zedeler nitelikte devam etmiştir.
• Yargının bağımsızlığının yeniden sağlanması için kapsamlı çalışmalar gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
• Yolsuzlukla mücadele ve yolsuzluğun engellenmesine yönelik hazırlıklar belirli bir düzeydedir. Ancak bu yönde hala uygun seviyeye ulaşılmış değildir.
• Yolsuzluk yaygın olmaya devam etmektedir.
• Yüksek profilli yolsuzluk dosyalarında yöneticilerin soruşturma ve yargılama süreçlerine usule aykırı müdahaleleri önemli oranda endişe yaratmaktadır.
• Örgütlü suçlarla mücadele alanında bazı hazırlıklar bulunmaktadır.
• Örgütlü suçların finansmanına yönelik soruşturmalar hala gerektiği düzeyde yürütülmemektedir.
• Örgütlü suçların önlenmesi kapsamında malvarlıklarının dondurulması yöntemi nadir olarak uygulanmaktadır. Dondurulan veya el konulan malvarlıklarının miktarı düşüktür.