İnanç ben dindarım İslam’a inanıyorum diyenlerin birinci şartıdır. 

Genel manada aklın uygun bulduğu bir hususu kabullenmektir inanç. 

Dini açıdan ise toplumlara peygamberler aracılığı ile gönderilen ilahi kanunda denilebilecek olan kitaplardaki ayetleri kabullenmektir. 

İnsanın inandığı dini denilen kurallara elinden geldiğince gücü yettiğince uymaya çalışmaya kalben müspet şekil de tasdik edip inancından ayrılmamaya gayret etmektir. Başta Allah’ın varlığına ve birliğine, peygamberlere, peygamberlere gelen kitaplara cennet ve cehennem olgusuna aynı zamanda ahret gününe inancı doğrultusunda iman etmektir.  

Amel ise bir insanın bilerek ve isteyerek inanıp iman ettiği şeyleri ifasıdır yapılmaması gerekenlerden sakınmasıdır. Dini açıdan bakılırsa inandığı ve iman ettiklerinin temel esasları sonucunda ilahi kudrete, yaşamı boyunca uyarak uygulayarak hareket ve davranış biçimleri ile yerine getirmektir. Netice olarak din ilahi kanundur. Bu kanun resuller vasıtası ile toplumlara iletilen ayet denilen yaşamı düzenlemeye yönelik maddelerdir. 

Bu kanunda yer alan maddeler doğruluğu ve zıttı olan yanlışları gösterir. Şöyle de denilebilir iyiye ve güzele varmanın esaslarını sunar. Bu dünyada yaşananların bu ilahi kanuna uygunluğu ahret denilen âlemde ya takdir görür ya da ceza alır. İşte İslam dinini kabullenen birisi önce inanacak sonra iman edecek ve bunun sonucu uygulamaları ile bu durumunu ispatlayacak. 

Buda yaşamında inanç ve iman esaslarına göre amel etmesiyle olur. Dindarlık ve gerçek din budur. Bu da ancak zihnimizi kirli düşüncelerden arındırıp terbiye etmek ile olur. Bilimin ışığında aklın kullanılması ile din gerçek manada yaşanır. 

- Durmuş KARABAĞLI - 

(Tanıtım Bülteninden)