info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
32.5000
Dolar Satış
:
32.5586
Euro Alış
:
34.6207
Euro Satış
:
34.6830
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...
Murat Ürtekin, Bıçak Sırtı
murat@ellidokuz.com

Gazetecilikte Etik Anlayışı

Her yıl gerek kamuoyunda gerekse siyasilerin dilinde,çalışan gazeteciler gününde veya Dünya gazeteciler gününde şöyle bir söylem duyarız;

1. Basın Mensupları: 
Her yıl gerek kamuoyunda gerekse siyasilerin dilinde,çalışan gazeteciler gününde veya Dünya gazeteciler gününde şöyle bir söylem duyarız; “Basın 4. Güçtür”. Bu açıklamanın ardında, tamamen geleceğe yatırım amacı vardır. “Gazeteciye iltifat edeyim, onu yılda bir kez olsun onore edip, gelecekte benim de bir rezaletimi ortaya dökmek yerine, görmemezlikten gelsin” zihniyeti yatmaktadır. 

İşte tam burada gazetecilik mesleği sorgulanmalıdır. Bu yazı dizimde, gazeteci, siyasiler ve kamu idarecileri açısından gazetecilikte etik değerlerin sorgulamasını yapacağım. Gerek muhabir gerekse köşe yazarının iki temel amacı olmalıdır;

- Kamu zararına neden olanların, halka ve devlete verdiği zararın önüne geçmek için belgeler ışığında bunu kamuoyuyla paylaşmak, çıkar amacı gütmeksizin kamu zararının önlenmesini sağlamaktır. 
- Kamu yararına olan şeyleri ön plana çıkararak, teşvik edici olmalıdır. Oysa günümüzde gazetecilerin kamu zararına olan durumlarla mücadelesinde,bırakın kamu yararını gözetmeyi,basın mensubunu caydırmak,yıldırmak için gerek siyasi gerekse idari engellerle karşılaşılmaktadır.

Bu konuda bırakın gereken inceleme,araştırmayı,bu konuda net bir açıklama yapma gereği bile duyulmamaktadır. 

GAZETECİ AHLAKI; 
Gazeteci asla haberciliğini menfaati doğrultusunda kullanmamalıdır. Bazen özellikle sosyal medyada, “ bak şu yanlışın var, beni görmezsen haber yaparım, sonra rezil olursun” veya “şu kadar para verirsen, manşetten seni ve kurumunu öven haber yaparım” türünde açıklamalar, bu mesleğe yapılan en büyük saygısızlıktır. 

Gazeteci asla kalemini satmaz. Varsa böyle gazeteciler, bunlar gazeteci değil, ticaretçi insanlardır. Para elbet biter ama, onurunu tekrar parayla satın alamazsın. 

BENİM ÇOCUKLARIMA MİRAS OLARAK BIRAKACAĞIM EN BÜYÜK HAZİNE, BAŞARI BELGELERİM, TAKDİR-TEŞEKKÜR BELGELERİM, PLAKETLERİM VE HAKKIMDA ÇIKAN ÖVÜNÇ YAZILARIMDIR. 

Gazetecilik ahlaki değerleri en yüksek olması gereken onurlu bir meslektir. 

SAHA MUHABİRLERİ Mİ KOPYALA-YAPIŞTIR KOLTUK MUHABİRLERİ Mİ? (YA DA EMEK HIRSIZLARI) 
Bizler haber için, bazen sabahın alaca karanlığında ya da gecenin ilerleyen saatlerine kadar haber peşinde koşuyoruz. Yeri geliyor, bu uğurda hastanelik oluyoruz. Bu uğurda vatandaşın bir dakikada okuduğu haber için saatlerimizi harcıyoruz. Ama günümüzde emek hırsızları o kadar çoğaldı ki, bunları caydırmak için bazen yasalar bile yeterince caydırıcı olmuyor. Vatandaş bir gazete basmaya karar veriyor, internetten haberleri topluyor, bir flash belleğe yüklüyor, bunu bir matbaada bastırıyor,18 ay sonra gelsin resmi ilan, gelsin abonelik ve özel ilanlar. 

Bunun için bir 20 metrekare ofis yeterli. Biz bir Devlet Bakanının Tekirdağ’da vereceği sabahki basın toplantısına gitmek için sabah 06.00’da kalkıp yollara düşelim, haberi derleyelim, yayımlayalım, vatandaş oturduğu yerden, ya bizim haberimizi birkaç değişiklik yaparak kopyalıyor, ya da Valilik sitesinden alıyor. Kim sorarsa habercilik yapıyor. Resmi ilana da ortak oluyor. Her yönden etik dışı davranıştır. Ben şahsıma gelen e-maillerin haricinde kamu, yerel yönetim ve siyasi haberleri asla kullanmıyorum. Bunlarda, okulumuz, belediyemiz, kaymakamımız, valimiz, gibi ifadeleri haber metninde düzeltmek gerekiyor. 

Ama bu kopyala-yapıştır gazetecileri içinde bu detayı bile göremeyip, haberi olduğu gibi yapıştıran ve yayımlayan olabilir. 
Bir de bunun altına bir güzel, “HABER MERKEZİ” yazıyorsun. 
Ne haber merkezi yahu? 
Resmen siteden hazıra konuyorsun. 

HABER SANSÜRÜ; 
Bir muhabir veya köşe yazarı bir haber veya köşe yazısı geçiyor, imtiyaz sahibi bu yazıyı gerek siyasi görüşü gerekse kendi kafasına uymadığı için ya da tepki alacağından korktuğu için yayımlamıyor. Sen kendi personeline sansür uygularken, devleti veya yargıyı sansürle suçluyorsun. Asıl sansürcü sen oluyorsun. İktidar milletvekili, muhalefeti itham eden sözler söylüyor. Yazacaksın ki, muhalefet ve kamuoyu iktidar milletvekilinin ithamlarını duysun. Muhalefet, iktidara sert eleştirilerle ithamda bulunuyor. Bunu da yazacaksın ki, iktidar ve kamu bu konuda bilgi sahibi olsun. Konuşmayı da yayınlayacaksın, halk doğruyu-yanlışı görecek. Eğer bunları yazmazsan, sansür uygulayan sensin demektir. Kimseyi suçlamaya hakkın yok. (hakaret içeren sözler hariç) 

KÂĞIT ÜSTÜNDE ÇALIŞAN GAZETECİLER; 
Bir de gazetelerin çalışan belirtme noktalarında ismi geçen muhabirler ve bilumum çalışanlar metodunu ele alalım. Bu insanlar bir gün dahi gazeteye gelmeden, kopyala-yapıştır sistemiyle aldığın haberlerin altına ismini yazacaksın. Ya da saha muhabirinin gönderdiği haberler çok ise, bunlardan birinin altına onun ismini yazacaksın. Hiç gazeteye gelmeden, sırf kadroda gazetecilik mezunu görünsün, yeterli. 

SEN NE BİÇİM GAZETECİSİN? 
Bir de halktan kendini akıllı sanan insanlar var. Çıkarlar karşına, “kardeşim sen gazeteci değil misin? Şunu neden yazmıyorsun? ” ya da “sen ne biçim gazetecisin, bunları neden yazmıyorsun? “ diye konuşanlar da var. 
Bu çokbilmiş ukalalara kamerayı uzatıp, “konuş kameraya yazayım” dediğinizde, “aman beni karıştırma” lafıyla karşılaşıyorsunuz. 

Yahu karşında enayi mi var? 
Akıl vermeyi biliyorsun, sonra da karıştırma diyorsun. Bir de, “gel sana bir haber söyleyeyim yaz. Hem yazacak haber bulmuş olursun” türünden insanlar var. 
Yani o şahıs kendi işini gördürmeye çalıştığını söylemiyor, aklınca gazeteciye iyilik yapıyor. 

Evet, sevgili okuyucular, günümüzde gazetecilik çok farklı bir çehreye büründü. 
Değerler sorgulanıyor. Kamu zararına müdahale edip, Kamu yararını destekleyen gazetecilere değil, yağdanlığa ihtiyaç duyulan bir dönemde yaşıyoruz. 

En doğrusunu halkım bilir. 
Kimseyi hedef almadan gazeteciliğe bakış açısı ve etik haberciliği çözümlemeye çalıştım. 
Takdir halkımızın. 
Çünkü biz, Millet için, Vatan için, Bayrak için bu kalemi elimize aldık, Vatanın bekası ve bölünmez bütünlüğü, Al Bayrağımızın sonsuza dek dalgalanması, Milletimizin birlik ve beraberliği için bu onurlu işi yapıyoruz. 

TAKDİR MİLLETİMİZİN VE DEVLETİMİZİNDİR.

 Açıklama; burada herhangi bir kişi veya topluluk hedef alınmamıştır. Genel değerlendirmedir. Zaten bu yazıyı kendi üzerine alacak kimse olacağını sanmıyorum. Sorgulayacak olan kişiye de şimdiden bir deyimle karşı sorum var, “yaran mı var ki gocunuyorsun? 
YARIN;SİYASİLER