BİRİNCİ BÖLÜM
BAŞLARKEN
Muhterem okuyucu bu kitapçık 1990 senesi HACC vesile¬siyle bulunduğumuz Medine-i Münevvere ve Mekke-i Mükerreme şehirlerindeki yaşantımızın bir duygusal manzumesidir.
Basitte olsa gönülden gelen bu satırcıklar belki sizleri de zaman zaman o yerlere götürüp Mukaddes duygu yoğunluğunu yaşatmaya sebeb olabilecektir.
An be an yaşandığı anda kaleme alınan bu satırlar Mevlâmın lûtfu ile üçüncü Haccımızın mahsûlüdür daha evvelki Haclarımız da yazdıklarımız (GÖNÜLDEN ESİNTİLER) isim¬li divanımızda yayınlanmıştır bunları da ayrı bir kitap olarak yayınlamayı uygun bulduk.
Kitabımızın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
Bu kitabın bütün maddi ve manevi hasılası sayın büyüğü¬müz merhum Turgut İnal beyefendinin ve bütün geçmişlerinin Ruhlarına hediye edilmiştir.
Mevlâm haberdar edip nasiblendirsin amin...
NECDET ARDIÇ
16 / 7 / 1990
Pazartesi TEKİRDAĞ
7 / 7 / 1990
Salı TEKİRDAĞ
ÖN SÖZ
Elhamdü lillâhi Rabbil alemiyn vessalâtu vessalâmu âlâ Rasulina Muhammedin ve alâ alihi ve eshabihi ecmain.
BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHİM
Bizleri sağlık ve selâmetle Habibini ve beytini ziyarete gön¬derip varlığımızı sonsuz lütuflarla doldurup tekrar yerlerimize döndüren Rabbımıza sonsuz hamdü senalar olsun.
MEKKE-İ MÜKERREME'nin ve MEDİNE-İ MÜNEVVERE' nin içinde ve dışında bulunan ziyaret yerlerinin sonsuz ruhaniyetlerinin feyz ve bereketlerinden alabildiğimiz manevî gıda¬lardan sizlere de küçükte olsa bir MAİDE sofrası kurup tattır¬mayı Mevlâm ilham etti.
Bu aciz kalemin bütün oralardaki manevî hakikatleri yaz¬ması olmayacak bir iştir ancak yazabildikleri manâ aleminden sızıp gelen bir kaç damlacıktan ibarettir.
Şiirler bölümüne geçmeden evvel sizlere Haccın pek bilin¬meyen iç bünyesindeki özelliklerinden bahsetmeye çalışacağım.
Bu kitapçık Haccın zahiri rükünlerini anlatan bir kitap de¬ğildir o tür bilgiler çok geniş ve mufassal bir şekilde ilim adamlarımız tarafından en ince detaylarına kadar anlatılmış¬tır ALLAH (c.c.) onların hepsinden razı olsun. Ancak biz gön-lümüze gelen ve zahirde yapılan işlerin biraz daha derinine in¬meğe çalışacağız ALLAH (c.c.) sizlere anlama bize de anlatabil¬me kolaylığı versin.
Eyy..: Hak yolunda ve Nefsini tanıma gayretinde olan ce¬fakâr kardeşim evvelâ şu tavsiyeme uy ki ilk andan itibaren okuduklarından faydalanabilesin.
1 — Gönlünün temiz olmasına dikkat et.
2 — İçinde dünyevi bir ihtirasın varsa çıkar.
3 — Aklını mümkün olduğu kadar genişletmeğe bak.
4 — Maddi yükünü hafiflet.
Böylece Hacc deryasında boğulmadan doya doya yüzmeğe ça¬lışalım.
Eyy..: Gönül yolcusu evvelâ Hacc kelimesinin batini manâ¬sının ne olduğunu anlamaya çalışalım.
(HACC) kelimesi H ve CİM harflerinden meydana gelmiş¬tir. H'nın üstünüyle HA CİM'in şeddesiyle iki CİM okunuyor.
Zahir anlamıyla HACC ALLAH (c.c.) lühünün beytini ve Rasülünün haremini ziyaret etmede yapılan bütün hükümlerin top¬lu haldeki ifadesidir.
Batıni ifadesi ise H (hakikati ilâhiye) birinci CİM genel manâda (cemali ilâhiye) ikinci CİM birimsel manâda yani sen¬deki (cemali ilâhiye) dir. Ayrıca bu oluşum bir (SEYR'ü SE¬FER) dir hâl böyle olunca bunun topluca söylenişi şöyle olur HAC Hakikati İlâhiyyede Cemalûllah'i seyr ve oradan da kendin¬deki İlâhi varlığı seyr'dir. Bir başka ifadeyle (VE NEFAHTÜ FİHİ MİN RUHİ) yi seyr ve müşahededir.
Eğer oralarda yapılan fiilleri bu idrak içinde değerlendiremiyorsan HACC anlayışın zahirdir eğer değerlendirebiliyorsan hem zahir hem batındır. ALLAH (c.c.) mübarek etsin.
Gelelim (MEKKE-İ MÜKERREME)nin kelime manâsını anlamağa. Bu kelimelerde asli olarak üç adet MİM üç adet KEF iki adet RI vardır.
Üç adet MİM üç makamda (HAKİKATİ MUHAMMEDİYYE) yi idrak etmek içindir yani İlmel yakiyn aynel yakiyn Hakkal yakiyn'dir üç adet KEF den birinci KEF genel manâda KÜN OL ikinci KEF birimsel manâda KÜN OL dur üçüncü KEF ik¬ramdır. Birinci R Rahman ikinci R ise Rahimdir. Böylece MEKKE-İ MÜKERREME MİM Hakikati Muhammedinin yüce¬liğinde birinci KÜN emri ile genel manâda alemlerin oluşması ikinci KÜN emri ile birimsel manâda varlıkların oluşmasıdır. İkinci MİM YİNE Hakikati Muhammedi ile üçüncü KEF ikram etmesi Birinci R RAHMAN tecellisi bütün aleme ikinci R RAHİM tecellisi özel olarak sondaki MİM ise birimsel manâ¬da ikram edilen Hakikati Muhammedidir.
MEDİNE-İ MÜNEVVERE'ye gelince;
Bunlarda da iki adet MİM bir DAL iki adet NUN iki adet VAV bir RI vardır.
Birinci MİM Makamı Muhammedi DAL Dar yer Selâmet yeri NUN Nur'ı İlâhi ikinci MİM Hakikati Muhammedi ikinci NUN Kudreti İlâhi birinci VAV Varisi Muhammedi ikinci VAV Varidatı İlâhi R ise Rahmeti İlâhiyyedir kısaca toplarsak.
MEKKE-İ MÜKERREME
Cenabı Hakkın lûtfuyla Hakikati Muhammedi bünyesinde alemlerin oluşması daha sonra birimsel manâda varlıkların oluşması ve bunlara gerek genel gerek birimsel manâda zahir ve batın Rahman ve Rahim tecellisinden ikram edilmesinin şifresidir.
MEDİNE-İ MÜNEVVERE ise
Makamı Muhammedinin bulunduğu yer Nurlu darüsselâm Selâmet yeri Hakikati Muhammedi kanalıyla varislerine varidat'ı İlâhi ve Rahmeti İlâhiyye oluşmasının şifresidir.
Eyy..: Gönlü gönül ilmi arayan kişi kısaca bu üç isimden bahs ettikten sonra bazı âyet ve Hadislerde HACC hakkındaki haberlere sözü fazla uzatmadan kısa kısa bakalım.
(Ali İmran: 96/97) (Muhakkak İnsanlar için ilk kurulan ev Mekke'de bulunan mübarek ve alemlere doğru yolu göste¬ren Kâ’be'dir orada açık alâmetlerle İbrahim’in makamı var¬dır kim oraya girerse emniyet içinde olur).
İnsan aklının şimdilik çok zor veya imkânsız gibi olan bu ifadelerin batini yönlerinin kavranması bizimde anlayamayacağımız hususlardır ancak gönlümüze geldiği ve idrak edebildiği¬miz kadarı ile iktifa edeceğiz. Mevlâm (Er-rahman 4) (ALLEMEHÜL BEYAN) sırrı'nı cümlemize lütf etsin.
Yukarıdaki ayetin açık ifadesinden de anlaşılacağı gibi İn¬sanlar için ilk kurulan ev Mekke'de ki Kâ'be'dir.
Kâ'be'i şerif hakkında ilgili kitaplarda çok geniş malûmat vardır bizde kısaca onun evveliyatından bahs etmeğe çalışalım.
Rivayetler derler ki Cenabı Hak Adem Aleyhisselâmı Cen¬netten çıkarınca yer yüzünde garip kalmasın diye ona Cennet’ten bir arkadaş olmak üzere bir ev indirmişti bu ev bu günkü Kâ'be'nin yerine konmuştu bu yerin seçilmesinin sebebi ise dünya henüz gaz ve ateş yumağı iken yavaş yavaş o mahalden soğumaya başlamış o mahalden bugünkü oluşumuna başlama¬sı dolayısıyle de merkez olmuştur.
Aradan geçen süre içerisinde nihayet NUH tufanı olmuş o tufanda Cenabı Hak Cennet'ten indirdiği beytini tekrar gökyü¬züne çekmiş ve BEYTÜL MA’MUR ismiyle Meleklerine tavaf ettirmeğe başlamıştır öyle derler ki çok fazla meleğin tavaf et¬mesinden dolayı bir meleğe tavaf ettikten yetmiş bin sene son¬ra bile sıra gelmezmiş.
Nihayet yine aradan bir müddet geçtikten sonra takriben günümüzden beş bin yıl kadar evvel Cenabı Hak İbrahim Aleyhisselâma aynı yerde aynı temeller itibariyle Beytini yapması¬nı ilham ve emir etmiştir yeri geldiğinde buraya tekrar deği¬neceğiz.
Ey aklı ve gönlü çalışan kardeşim iyi bil ki Cenabı Hak Alemdeki bütün oluşumları senin bünyende de ferdi olarak var etti işte bunlardan ilk var ettiği de senin gönlündür gönül alemindir yani Kâ'ben'dir MEKKE ise senin varlığındır bunları anlamağa çalış Kâ'be'nin kapısını aç orayı faaliyete geçir ya¬bancıları sokma varsa çıkar oradaki putları gayrı sevgileri gönlünde Hak'tan başka ne varsa boşalt zira manâ aleminde ağırlık istenmez.
ALEMLERE DOĞRU YOLU GÖSTEREN KÂ'BEDİR
Buradaki (alemler) sözü çok geniş manâdadır belki bir gün Kâ'bei şerifin olduğu (koordinat) bir hareket noktası ola¬cak diğer gezegenlerle irtibat kurmak için veya oradan gönde¬rilecek sinyaller daha güçlü olup çok uzaklara kadar gidebile-cek zaman bu ayetin hükmünü daha ileride açığa çıkaracak¬tır ancak biz bugün BİZE lâzım olanı anlamağa çalışalım.
Ayrıca alemler ifadesiyle bir dışımızdaki alem bir de içi¬mizdeki alem belirtilmektedir işte içimizde gönül alemi bize en doğru yolu gösterir.
ORADA AÇIK ALÂMETLER
Bu ifadenin dahi hakikatine ulaşmak mümkün değildir he¬le hiç görmeden görünce bazı hakikatler anlaşılır ancak tama¬mını anlamak belki çok seneler sonra ilim yolu ile çözülebilir.
Ancak gördüğümüz kadarıyla mücmel olarak bütün alem¬leri kapsamına almış ve bünyesinde barındırmaktadır ayrıca bunun içinde BEYTULLAH yani ALLAH'ın evi ismini almıştır. Oradaki mimarinin her taşının dahi bir ifadesi vardır.
Kısaca anlatmağa çalışırsak tavaf edilen yer (CİSİMLER ALEMÎ) birinci kat (MELEKUT ALEMİ) ikinci kat (CEBERUT ALEMİ) üçüncü kat (LÂHUT ALEMİ) ortada duran KÂBE'i şerif (İNSAN'ı KÂMİL) böylece (HAZARATI HAMSE) yani beş hazret olarak tanımlanan ve on sekiz bin alemi de kaplayan bu ifade orada şeklini buluyor.
SAFA VE MERVE ARASI SAY MAHALLİ DE (ZAMAN TÜNELİ)
Yedi minare sıfatı Subutiye Hayat İlim İrade Kudret Semîğ Basar Kelâm. Çevresindeki direkler (ESMAÜL HÜSNA)nın yer yüzüne tecellisi yetmiş sekiz kapısının ayrı ayrı ifadeleri bunların hepsi ve daha göremediğimiz sonsuz manevî alâmetler orada mevcuttur.
İBRAHİM MAKAMI VARDIR
Orada makamı İbrahim denilen bir yerde vardır ziyaret yeridir İbrahim Aleyhisselâm Kâ'be'yi kurarken üzerine çıkıp iskele gibi kullandığı ve üzerinde ayak izlerinin bulunduğu camekânla muhafaza edilen Kâ'be kapısı yönünde takriben on metre kadar ilerisinde bulunan bir mahal ziyaret yeri hacıla¬rın tavaf namazını kıldıkları yerdir.
İşte seninde gönlünde bir Makam’ı İbrahim vardır o ma¬kamda tevhid başlar gerçek tevhid'e giden yolun başlangıcıdır çünkü İbrahim Aleyhisselâm tevhidin babasıdır.
KİM ORAYA GİRERSE EMNİYET İÇİNDE OLUR
İşte ister Mekke'de'ki Kâ'be'ye gir ister gönlündeki Kabe'¬ye gir her ikisinde de emniyet içinde olursun nefsin her türlü vesvese ve bozgunculuğundan kurtulursun.
(MAİDE 97) (ALLAH KÂ'BEYİ O BEYTİ HARAM'I HER BAKIMDAN FAYDALANMA VESİLESİ KILDI)
Her bakımdan insanlığa ve insana fayda sağlar eğer o man¬zume oraya kurulmamış olsaydı bu işler hiç bilinmemiş olacak kimse onlardan faydalanamayacaktı ve sırrı İlâhi meydana çık¬mayacaktı.
(BAKARA 127) (VE O VAKTİ HATIRLAKİ İBRAHİM VE İSMAİL KÂ'BENİN TEMELLERİNİ YÜKSELTİYORDU. RABBİMİZ YAPTIĞIMIZI KABUL BUYUR ŞÜPHESİZ Kİ SEN HEM İŞİTİR BİLİRSİN DEDİLER.)
(O VAKTİ HATIRLA Kİ )
Buradaki vakitten kasıd birincide seni İbrahim Aleyhisselâmın vaktiyle yapmış olduğu bu işi güncel hale getirip hatırda tutman içindir ve geçmişe ait çok değerli bilgiler vermektedir. İkincisi ise bizlere birimsel olarak ışık tutmaktadır şöyle ki:
O VAKTİ HATIRLA (O VAKİT) denilen şey sendeki gönül varlığının farkına vardığın vakittir buna dikkat et. Veledi kal¬bin olan İsmail'in ile öz varlığın olan İbrahim'in yardımlaşarak gönül Kabe'sinin İlim duvarlarını birlikte yükseltmeleridir. Bu oluşum manâ alemi yolundaki çalışmaların çok mühim bir kıs-mını teşkil eder eğer bu yöndeki idrak ve açılım olmazsa kişi suret şekil ve madde alemi bağımlılığından kurtulamaz.
RABBIMIZ YAPTIĞIMIZI KABUL BUYUR
Gerek madde gerek manâ kâ'be'sini yapmağa çalışıyoruz Rabbımız iki yönlü bunları bizden kabul eyle.
MUHAKKAK Kİ SEN DUYUCU VE BİLİCİSİN
Semiğ ismi ile her şeyi duyar aliym ismi ile her şeyi bilir¬sin. Bu özelliklerinden İnsan'ada vermiştir eğer kullanmasını öğrenirse duyusu ve bilişi ALLAH’ın duyuşu ve bilişi ile olur.
(HACC 26) (O VAKTİ HATIRLA Kİ HANİ İBRAHİM'İ KÂ'¬BE'NİN YANINA YERLEŞTİRMİŞTİK HER HANGİ BİR ŞEY İLE ŞİRK KOŞMAMASI EVİMİ TEMİZ TUTMASI TAVAF EDENLER KIYAMA DURANLAR RÜKÜ EDENLER VE SEC¬DEYE VARANLAR İÇİN).
O VAKTİ HATIRLA Kİ
Yine daha evvelce de geçtiği üzere İbrahim Aleyhisselâmın hayatını daha sonra onun sendeki makamını hatırla ki.
ONU KÂ'BE'NİN YANINA YERLEŞTİKMİŞTİK
İBRAHİM'İ hakikatlerin Kâ'be'nin hakikatleri ile çok ya¬kından ilgisi olduğundan onları yan yana getirmiş. İşte bizim¬de içimizde gönlümüzde bulunan manevî Kâ'be’nin yanına bir makam'ı İbrahim idraki yerleştirmemiz gerekiyor o makam'ı İbrahim gönül Kâ'be'sine şirk sokmamak yani kesreti sokma¬mak tevhide aykın bir şey'e yol vermemek ve tertemiz tutmalı gönül Kâ'be'sini tavaf eden ehli gönüle ve yeni gelen fikirlere kolaylık sağlamak orada kıyama duran Hak fikirlere ve rüküye varan Hak düşüncelere ve secdeye varan ehli dilân düşün¬celere yardım etmesi onları ağırlayıp güçlendirmesi için Kâ'be'¬nin yanına yerleştirdiğini beyan etmektedir. ALLAH cümlemi¬zin manâ alemini bu idrakler üzere açsın.
(HACC 27) (İNSANLARI HACCA ÇAĞIR YAYA VE BİNEKLİ OLARAK BÜTÜN UZUN YOLLARDAN GELSİNLER).
İNSANLARI HACCA ÇAĞIR
İnsanları gönül alemine de çağır hem zahir hem batın haclarını yapsınlar.
YAYA VE BİNEKLİ OLARAK GELSİNLER
Yaya yani kendi güçleriyle binekli yani yardım alarak Kendi güçleriyle ortaya çıkarabildikleri hakikatler ile veya baş¬kalarının tecrübelerinden faydalanarak.
UZUN YOLLARDAN
Düşünce hayatlarındaki uzun tefekkür yollarından.
(BAKARA 126) (İBRAHİM RABBINA DUA EDEREK BU¬RASINI EMİN BELDE KIL DEDİ).
Bizde bu hükümden yararlanıp hem haccı ifa hem de gönül alemine girerek oralarda emin olarak ebedi hayatımızı yaşa¬yalım.
(ALİ İMRAN 97) (İNSANLARDAN YOL BAKIMINDAN GÜCÜ YETENLERE ALLAH İÇİN BEYTİ HACCETMEK FARZDIR).
Belirli güce sahip olanların bu güçlerini değerlendirip gaf¬lete düşmeden vaktiyle değerlendirmeleri bakımından çok mü¬him bir ikazdır. İnsan hep her şeyini yarına bırakır fakat yarın ya gelir ya gelmez imkân elde iken kişi maddi ve manevî geliş¬mesini sürdürmesi kendi menfaati gereğidir.
(BAKARA 158) (MUHAKKAKKİ SAFA VE MERVE ALLAH'¬IN İŞARETLERİNDENDİR).
Bu çok geniş kapsamlı ifadenin hakikatine ermeğe çalışıl¬malı SAFA nedir? MERVE nedir? ALLAH'ın İŞARETİ nedir? Bir bakıma Safa ve Merve Havf ve Reca yani korku ve ümittir. Hacer validemizin su aramak için koşması kâh korkuya kâh ümide kapılmasıdır. Ayrıca Safa (safiyete erme) Merve (Mürüv¬vet ve sekinet) halidir bunlarda ALLAH yolunun işaretlerindendir.
(BAKARA 200) (ARAFATTAN AYRILDIKTAN SONRA MEŞ'ARİL HARAM YANINDA ALLAH'I ZİKRET).
Bu ifadelerde çok geniş kapsamlı ifadelerdir. Arafat yaşa¬mından sonra Müzdelifede Meş'aril haram denen yerde ALLAH'ı zikretmek çok mühim bir oluşumdur bunların hepsinin zahir ve batın ifadeleri vardır. Kişide oluşan ARAFAT tecellisinden son¬ra o yaşam ve idrak içerisinde MEŞ'ARİL HARAM (yani her¬kese açılamayan işaretler manâsınadır). O idrak seviyesine ula¬şınca o halde zikr zakir zikir mazkûr'un birleştiği idrak hali olarak düşünülebilir.
(BAKARA 195) (HACC VE UMREYİ ALLAH İÇİN İFA EDİN).
Hacc ve umreyi nefsiniz için değil ALLAH için ifa edin ya¬ni İlâhi hakikatleri idrak edip var sandığınız varlığınızın as¬lında yok olduğunu ve varlıkta Hakk'ın varlığından başka bir varlık olmadığını idrak ederek yapılan bu yolculuğun ALLAH için olduğunu idrak edebilmektir.
BAZI HADİSLER
(KİM ALLAH İÇİN HACC EDER VE O ESNADA ZEVCE¬SİNE YANAŞMAZ GÜNAH İŞLEMESSE ANASINDAN YENİ DOĞMUŞ GİBİ GÜNAHSIZ OLARAK DÖNER).
Ebu Hüreyre (R.A.) Buhari Müslim Tırmızi Nesei.
Yani beşeriyetinden uzaklaşır nefsine kapılmazsa ve bu ya¬şamı kendine şiar edinirse anasından doğmuş gibi olur çünkü benliği kalmaz benliği olmayanın günahı da olmaz.
NESEİ'de şu hadis olduğu yazılmıştır.
(ALLAH'IN SEÇKİN İNSANLARI ÜÇ SINIFTIR: GAZİ HACC VE UMRE YAPMIŞ KİŞİ).
İfadeler çok açık herkes kendi idrakine göre değerlendire¬bilirler.
İbni Abbas (RA.) Peygamber Aleyhisselâm şöyle buyurdu : (HACC ETMEK İSTEYEN KİMSE ACELE ETSİN GECİK¬TİRMESİN).
İster zahir Haccı ister batın haccı olsun geciktirmek ileri¬de çok sararlar doğurur ikisi de gençlikte daha güzel daha yerli yerince olur yaşlanıp hastalanınca bu işler çok zor olur onun için kişi vaktiyle acele edip Hakk'ın kendisine tavsiye ettiği bu görevi ifa etmeye baksın yoksa borçlu gider bir daha ödenmesi çok zor olur.
Abdurrahman B. ya'mur'dan: Bir grup cemaatın Rasulûllah (S.A.V.) gelip haccla ilgili sorular sorduğunu gördüm. Rasulûl¬lah (S.A.V.) onlara: (Hacc Arafattır her kim Arefe günü şa¬faktan önce orada bulunursa Haccı tamam olmuş olur) diyordu.
Bu hadisi şerifin izahı için Arafat'ın ne olduğunu müşahede etmek gerekiyor.
ARAFAT: Zahirde kelime olarak bir dağı ifade ediyorsa da manâda kişinin idrakinin en yüksek seviyeye çıkması irfaniyetinin artması demektir.
Sadece senenin bir gününe rastlayan oradaki İlâhi tecelli bulunanların bütün varlıklarına sirayet eder onları varlıkla¬rından boşaltır ve yepyeni bir kimlikle doldurur.
Arafatta İnsanlar halsiz takatsiz bir hoş olurlar pek varlık¬larını fark edemezler kafa çalışması ve tefekkür fazla yapa¬mazlar işte o sürede kendilerinden bir şey istenmez ancak on¬lara çok şey sunulur kim uyanık ise bu halleri idrâk ve mü¬şahede eder. Kimliğinin değiştiğini halsiz kaldığını fark eder bazıları bunları sıcağın tesiriyle olduğu zannına kapılır o sıcak her gün başka yerlerde de vardır ancak kişiler öyle boş ve hayâl gibi değildirler.
İşte Arafatta vakfe süresi içinde İnsanların gönüllerine ve beyinlerine öyle güçlü bir nüfuz vardır ki orada yeni bir şey üretmeğe imkân ve ihtiyaçta yoktur orası toplama yeridir bu yüzden fazla ibadet yapılamaz hâttâ namazların kısaltılması dahi bu gerçeğe çok uygun düşmektedir. (NAMAZ İBADET ZݬKİR kişinin ürettiği kendinden çıkan kazançtır) hâlbuki Ara¬fat tecellisi kişiye tamamen dışından İlâhi lütuf olarak gelmek¬tedir eğer kişi orada çok ibadet yapmağa kalksa gelen tecelliye set çekme ihtimali vardır. (Orada sadece karşılıksız verilir alın¬maz). Haremler ve Araf attan başka hiçbir yerde böyle değildir kişi yapabildiğinin karşılığını görür fakat oradaki bütün işleri yapan ALLAH'ın İlâhi vaadi ve Rahmetidir hâttâ oraya bir kişi baygın dahi çıkarılsa bu oluşumlar onda da farkında olmadan oluşur bu yüzden baygında olsa Hacı olmuş olur fakat hiçbir yerde baygın bir İnsanın ibadeti geçerli olmaz ne büyük sır ve lütfü İlâhidir.
Ey aziz kardeş; Mevlâmızın bu kadar büyük lûtuflarına mazhar olmuş bizler insan suretleri daha ne kadar gaflet yol¬larında dolanıp duracağız? Suret ve şekil ehli olacağız? Ne za¬man gerçek varlığımızı idrak etmek için faaliyete geçeceğiz? ALLAH (c.c.) hemen hepimize kendini tanıma özelliğini versin nefsini bilen kişilerden eylesin.
Ey gönlü Hak sohbetiyle dinlenen kişi kısaca sana bir sır daha duyurmaya çalışayım öyle müşahede ettik ki Cenab-ı Hak habibine Medinede İlâhi saltanatını vermiş. Kendiside Mekke'de İlâhi saltanatını ilân etmiş sen bu sözlerden bir çok şey çıka¬rabilirsin söz yumağının sonu gelmez daha fazla kafanızı yor¬mamak için bu kısa izahlarla ön söze son veriyorum bundan sonra Medine günleri ve Mekke günleri diye iki bölüm halinde tarih sırasına göre şiirciklerimi sunmağa çalışacağım ALLAH cümlemizin yardımcısı olsun istikametimizi ne zaman eğriltsek bizi hemen doğruya sevk etsin amin.
Ben ne şair ne yazarım ancak ipek böceği gibi sevgi yu¬mağı sarar fakat onu kendim ÇİLE yaparım içinde kalıp öl¬mem delmeden dışına çıkar sonra ondan aşk bezi dokur iste¬yenlere elbise dikerim. Benim mesleğim terziliktir fakat ne yazık ki diktiğim elbiseler görünmediği için pek rağbet görmez.
Fakat İbrahim Aleyhisselâma Cennetten gelen gömlek gibi giyebilecek her türlü bedene uyum sağlar esnektir şişman giy¬se açılır uzun giyse uzar.
Yazabildiklerimizin dışında yazamadığımız daha Cenabı Hakk'ın nice sırları ve lütufları olmuştur ALLAH'ımıza sonsuz şükranlarımızı sunar sevgili habibinede salâtu selâmlar getiririz.
ALLAH (c.c.) cümle yapılan hacclarımızı kabul buyursun biz acizlerin kusurlarını hoş görsün.
18 / 7 / 1990
Çarşamba
Tekirdağ
NECDET ARDIÇ
İKİNCİ BÖLÜM
8 / 6 / 1990
TEKİRDAĞ
HOŞÇA KALIN CANLAR
Göründü yine Kâ'be yolları
Ömrün geçiyorken nice yılları
Kucaklamağa açtık kolları
Hoşça kalın canlar size haydin eyvallah bize.
Haydi gönülden çıkalım yola
Yeni haccımız mübarek ola
Varlığımız sırlarla dola
Hoşça kalın canlar size haydin eyvallah bize
Yaş elli ikiye dayandı
Biraz Sıbgatullah'a boyandı
Gönül Habibullah'a yandı
Hoşça kalın canlar size haydin eyvallah bize.
Duymuş İbrahim'den A. L. çağrıyı
Nasıl keser nefs bu ağrıyı
Sürdük Kâ'beye doğru varlığı
Hoşça kalın canlar size haydin eyvallah bize.
Kâ'benin bütün taşları kesme
Nefsinle fırtına gibi esme
Sende gidersin ümidini kesme
Hoşça kalın canlar size haydin eyvallah bize.
Hacc cümle ihvanı çeken yoldur
Çık o yola gönlünü doldur
Güzelce hemen nefsini oldur
Hoşça kalın canlar size haydin eyvallah bize.
Eğer ister isen ma'rifet
Gidince Kâ'beyi tavaf et
Açılır sana makam'ı hayret
Hoşça kalın canlar size haydin eyvallah bize.
Bu alemin en güzel işi
Kopar nefsin takmışsa da dişi
Yazık kendini bilmezse kişi
Hoşça kalın canlar size haydin eyvallah bize.
Bir gün kısmet olur sana da
Dua edersin belki bana da
Değer bu cana da canâna da
Hoşça kalın canlar size haydin eyvallah bize.
-------------------------------------------------
13 / 6 / 1990
İstanbul Uçakta
SULTANLAR
Havalandı Zümrüd'ü - Anka Cidde’ye doğru
Galiba ezelde olmuş bu çağrı
Hacıların hep yanık bağrı
Bir Sultan ana bir Sultan bacı bir hanım Sultan.
Uğurladı cümle uşşak gönülden
Selâmlar geliyor Rasul ilinden
Kokuyorlar o beldenin gülünden
Bir Sultan ana bir Sultan bacı bir hanım Sultan.
Bıraktılar geride cümle varlığı
Giydiler elbise gibi yokluğu
Terk ettiler bir'e bütün çokluğu
Bir Sultan ana bir Sultan bacı bir hanım Sultan.
Uçuyor Zümrüd'ü - Anka göklerde
Bu işler dalda değil köklerde
Arayıp durmazlar artık yerlerde
Bir Sultan ana bir Sultan bacı bir hanım Sultan.
Tayyi mekân değil ilmi mekân
Nefsine en büyük kancayı takan
Bu günden gönlünü Cennette bulan
Bir Sultan ana bir Sultan bacı bir hanım Sultan.
Titrer kâlpleri aşk'ı Rasulle
Zikr çekerler dili bülbülle
Giyerler bembeyazda hülle
Bir Sultan ana bir Sultan bacı bir hanım Sultan.
Yaklaşıyor uçak dost makamına
Aşıklar girecek gönül bağına
Uğrarlar sonrada Uhud dağına
Bir Sultan ana bir Sultan bacı bir hanım Sultan.
Görelim diyarı Rasul'u bin şevk ile
Ziyaret edelim Ravzayı aşk ile
Bu hali arzu eder Melekler bile
Bir Sultan ana bir Sultan bacı bir hanım Sultan.
-------------------------------------------------
14 / 6 / 1990
Perşembe
MEDİNEYE DOĞRU
Zümrüd'ü - Ankadan indik yere
Girdik gümrüğe daha bir kere
Yöneldik dünyada en güzel yere
Yeşil Köyden (Kubbei Hadra) yeşil kubbeye.
Yol geçiyor rahat metre metre
Dağ taŞ coşmuş hepsi harekette
Yavaş yavaş eksilmede firkatte
Yeşil Köyden (Kubbei Hadra) yeşil kubbeye.
Ey gönül bu işleri surettir sanma
Nefsin gaflet ister sakın kanma
Buldunsa bir ışık geç kalma
Yeşil Köyden (Kubbei Hadra) yeşil kubbeye.
Rasulûllah kucak açmış beklemekte canları
Aşk ateşi elbet oldurur hamları
İdrak ehlidir ancak bulan kârları
Yeşil Köyden (Kubbei Hadra) yeşil kubbeye.
Uç sende gönülden Ravzai Cemale
Elbet erişirsin yavaş yavaş kemale
Bigânelerle ne olur dalma hayale
Yeşil Köyden (Kubbei Hadra) yeşil kubbeye.
Medine Makamı Muhammedi
Şeref verir ona sırlı Ahmed'i
Hatırdan çıkarma tefekkür eyle Samed'i
Yeşil Köyden (Kubbei Hadra) yeşil kubbeye.
Essalâtu vesselam aleyke ya Rasulullah
Essalâtu vesselam aleyke ya Nebiyyallah
Essalâtu vesselam aleyke ya Cemali pak
Essalâtu vesselam aleyke ya Kemali pak
Essalâtu vesselam aleyke ya Varlığı Hak
Essalâtu vesselam aleyke ya Gönüller Sultanı
Essalâtu vesselam aleyke ya Aşıklar kıblegâhı
Essalâtu vesselam aleyke ya Dertliler dermanı
Essalâtu vesselam aleyke ya Hakemlerin fermanı
Essalâtu vesselam aleyke ya Ümmetlerin yaranı
Essalâtu vesselam aleyke ya Cemalûllah hayranı
Essalâtu vesselam aleyke ya İnsan'ın miftahı
Essalâiu vesselam aleyke ya Kur'an'm bağı
Essalâtu vesselam aleyke ya İlmin yüce dağı
Essalâtu vesselam aleyke ya Garipler sığınağı
Essalâtu vesselam aleyke ya Kur'an'ı duyan gönül
Essalâtu vesselam aleyke ya Özünü gören göz
Essalâtu vesselam aleyke ya Hak diyen söz
Essalâtu vesselam aleyke ya Zamanların kutbu
Essalâtu vesselam aleyke ya İnsanların umudu
Essalâtu vesselam aleyke ya Aşıkların huzuru
Essalâtu vesselam aleyke ya Mahşerde şefaatçi
Essalâtu vesselam aleyke ya Ariflerin baş tacı
Essalâtu vesselam aleyke ya Evliyalar ser tacı
Essalâtu vesselam aleyke ya Enbiyalar ser tacı
Essalâtu vesselam aleyke ya Bütün zamanların ulusu
Essalâtu vesselam aleyke ya Sırlar fatihi
Essalâtu vesselam aleyke ya Gönüller miftahı
Essalâtu vesselam aleyke ya Ruhların hayranı
Essalâtu vesselam aleyke ya Dostların bayramı
Essalâtu vesselam aleyke ya Cibrilin yoldaşı
Essalâtu vesselam aleyke ya Ebubekir haldaşı
Essalâtu vesselam aleyke ya Ali'nin can'ı başı
Essalâtu vesselam aleyke ya Bütün alemlerin varlığı
Esselâtu vesselam ey Hakikati Muhammediye.
Nihayet uzaktan göründü Medine
Bütün gücünü alıver eline
Gir sende gönül alemine
Yeşil Köyden (Kubbei Hadra) yeşil kubbeye.
İndi yolcular yerleşti yerine
Aşk ateşi çıktı serine
Nihayet ulaşıyorlar yarlerine
Yeşil Köyden (Kubbei Hadra) yeşil kubbeye.
Çıktık evden Ravzayı ziyaret için
Ağlıyor aşıklar zari zari için için
Alemde benzeri olmayan biçim
Yeşil Köyden (Kubbei Hadra) yeşil kubbeye.
İşte karşımda Ravzai Mutahhara
Yeşil Kubbe muhteşem Kubbei Hadra
İnsanlar ve Melekler geliyor ziyara ziyara
Yeşil Köyden (Kubbei Hadra) yeşil kubbeye.
Ey Peygamberi Rasuli zi'şan
Halleşiyor seninle cümle aşıkan
Muhteşem oluyor seyredilip temaşan
Sıdk ile boyun bük budur ümmete yaraşan
Yeşil Köyden (Kubbei Hadra) yeşil kubbeye.
-------------------------------------------------
15 / 6 / 1990
Cuma MEDİNE
RASULE SAYGI
(LEVLÂKE LEVLÂK) dedi Hak
Şöyle bir yaptıklarına bak
Boş işleri palavrayı bırak
Hiç olmassa saygı eyle Rasule.
İçinden sevdin belki biraz
Kim bilir belki de çaldın saz
Neye yarar böyle naz
Hiç olmassa saygı eyle Rasule.
Niçin tutmadın sünneti
Olamadın garip ümmeti
Yok mu zannettin merhameti
Hiç olmassa saygı eyle Rasule.
Hak emrine etme isyan
Yeter artık gafletten uyan
Doğar yeniden Hak sözü duyan
Hiç olmassa saygı eyle Rasule.
Rahmeten'lil alemiyn'dir
Emin ol ki o birdir bir
Ölü değil mutlak haydır
Hiç olmassa saygı eyle Rasule.
Ahirette tek yardımcın
Onu sevmek olsun amacın
Garip de olsa duacığın
Hiç olmassa saygı eyle Rasule.
Evliyaullah ser tacı
Sana faydalıdır ilâcı
Nefsine gelse de acı
Hiç olmassa saygı eyle Rasule.
Ey can ölmeden ona yan
İki gözünden akmasa da kan
Bulmasan bile yeni can
Hiç olmassa saygı eyle Rasule.
Ölümün yaklaşsa bile
Dualarını getir dile
Emeklerin gitmesin yele
Hiç olmassa saygı eyle Rasule.
Gereğini yapmıyorsan da
Bugün ihtiyacın yoksa da
Yarını düşünmüyorsan da
Hiç olmassa saygı eyle Rasule.
-------------------------------------------------
15 / 6 / 1990
Cuma MEDİNE
MEDET YA RASULULLÂH
Medet ya RASULİ SAKALEYN medet
Medet ya RASULİ EKRAMEYN medet
Medet ya HADİMİ HARAMEYN medet
Medet ya SAHİBİ DAREYN medet
Medet ya VARLIĞI ALEMEYN medet
Medet ya İMAM'I KIBLETEYN medet
Medet ya SAHİBİ MAKAM'I MAHMUT medet
Medet ya SAHİBİ KEVSER'İ HAVZ medet
Medet ya SEBEB'İ NÜZÜLÜ KUR'AN medet
Medet ya FATİHİ MEKKEİ MÜKERREME medet
Medet ya HACİRİ MEDİNEİ MÜNEVVERE medet
Medet ya İNSANLARIN ÜSTÜNÜ medet
Medet ya CANLARIN CAN'I medet
Medet ya RUHLARIN KAYNAĞI medet
Medet ya İKİ CİHAN SERVERİ medet
Medet ya ALLAH'IN PEYGAMBERİ medet
Medet ya AŞIKLARIN KIBLESİ medet
Medet ya ZAKİRLERİN ZİKRİ medet
Medet ya ŞAKİRLERİN ŞÜKRÜ medet
Medet ya ARİFLERİN FİKRİ medet
Medet ya SULTANLARIN SULTANI medet
Medet ya HACILARIN NAZARGAHI medet
Medet ya GARİPLERİN SIĞINAĞI medet
Medet ya HASTALARIN ŞİFAĞI medet
Medet ya UMUTSUZLAR ŞAFAĞI medet
Medet ya ZAYIFLAR SIĞINAĞI medet
Medet ya SAHİBİ LİVA'İL HAMD medet
Medet ya EHLİ BEYT OCAĞI medet
Medet ya ÇARESİZLER KUCAĞI medet
Medet ya SEYYAHLAR BUCAĞI medet
Medet ya TAHA VE YASİN medet
Medet ya MÜZEMMİL MÜDDESSİR medet
Medet ya ABDULLAH HABİBULLAH medet
Medet ya SAKI'İ İLİM medet
Medet ya NUMUNEİ HİLM medet
Medet ya İLÂHİ KELİM medet
Medet ya GELENİ CİBRİL'İ EMİN medet
Medet ya FAKİRİ ALEMEYN medet
Medet ya BÜLBÜLÜ DAREYN medet
Medet ya SIRLARI BAHREYN medet
Medet ya SAHİBİ FATİHEYN medet
Medet ya VERİLEN SEB'UL MESANİ medet
Medet ya HAKİKAT'İ Mİ'RAC medet
Medet ya SIRRI HACC medet
Medet ya İLÂHİ CEMÂL medet
Medet ya HER YÖNDEN KEMÂL medet
Medet ya SUREİ MUHAMMED medet
Medet ya SUREİ İNŞİRAH medet
Medet ya SUREİ VEDDUHA medet
Medet ya NÜBÜVVET MÜHRÜ medet
Medet ya RUHLAR BABASI medet
Medet ya ZİNCİRİN SON HALKASI medet
Medet ya KERAMETLER MENBAI medet
Medet ya GÜZELLİKLER KAYNAĞI medet
Medet ya HUZUR LİMANI medet
Medet ya İKİ CİHAN GÜNEŞİ medet
Medet ya SAHİBİ KUBA medet
Medet ya AHMED'İ MAHMUD medet
MUHAMMEDİNİL MUSTAFA
SALLÂLLAHU ALEYHİ VESELLEM
SALLÂLLAHU ALÂ MUHAMMED
SALLÂLLAHU ALEYKE AHMED
-------------------------------------------------
17 / 6 / 1990
Pazar MEDİNE
GÖZÜMÜN NUR'U GÜZELİM PEYGAMBERİM
Hoş gör bu günahkârı
Kalmadı artık ar'ı
Belki biraz yanık bağrı
Seni sevmek olur kârı
Medet ya rasulullah medet sallâllahu alâ Mııhammed.
sallâllahu aleyke Ahmed.
Utanarak girdim Ravzana
Ne olur baksan bu günahkâra
Kalmasın vuslat başka bahara
Düşünürüm günahımı kara kara
Medet ya rasulullah medet sallâllahu alâ Muhammed.
sallâllahu aleyke Ahmed.
Kapında bir azadsız köle
Verdim her şeyimi yele
Kapıldım Muhammed-i sele
Sevmezsem ne geçer ele
Medet ya rasulullah medet sallâllahu alâ Muhammed.
sallâllahu aleyke Ahmed.
Sevmek seni sevmektir güzel
Çünkü sevildin sen ta ezel
Sende sev olur mu tezel
Çekme geçmez bu alemde gazel
Medet ya rasulullah medet sallâllahu alâ Muhammed.
sallâllahu aleyke Ahmed.
Ümmedlerin var nice yaman
Kaldık aralarında yavan
Senin aşkına süzülüp kayan
İbret al yan yüreğim yan
Medet ya rasulullah medet sallâllahu alâ Muhammed.
sallâllahu aleyke Ahmed.
Sevgililerin dizilmiş sıraya
Bigâneyim giremem araya
Oturtmuşum gemiyi karaya
Nasıl girerim aşk'ı saraya
Medet ya rasulullah medet sallâllahu alâ Muhammed.
sallâlahu aleyke Ahmed.
Belki seversin biraz beni de
Hatalarım kalmış olsun geride
Aşk hükmüne vererek ser'i de
Lütfeyle lütfeyle al beytine
Medet ya rasulullah medet sallâllahu âlâ Muhammed.
sallâllahu aleyke Ahmed.
-------------------------------------------------
17 / 6 / 1990
Pazar MEDİNE
LÜTFEYLE BİZİDE AL GÖNÜL BAĞINA YA HZ. MUHAMMED
İster gözüm görmek seni
Ne olur yalnız bırakma beni
Hep tecellin olsun yeni
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Ağlar gözüm zari zari
Görürüm diye o yari
Olursam da belki nari
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Gaflet girdi gözümüze
Söz işlemez özümüze
Yorgunluk çöktü dizimize
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Aşkın düştü içimize
Beyaz düştü saçımıza
Mecnun dendi başımıza
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Dün yine kaldı mazide
Ne kazanç kaldı terazide
Pek dolaşma arazide
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Seni sevmek değil hakkım
Fakat başka ne yapacaktım
Belki sınıfta çakacaktım
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Derdimi deşme derinden
Oynar kalbim yerinden
Aşk kervanı seferinden
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Sevgin ulaşınca canlara
Hayat gelirde hamlara
Ulaşılır makamlara
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Var mı cihanda sana benzer
Seni bilmeyen şaşkın gezer
Bu sırrı aşıklar çözer
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Varlığın dolmuş aleme
Sığar mısın sen bedene
Seni beşer zannedene
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
İsmin tevhid'le yazılmış
Aşıklar bu isme sarılmış
Aşk helvası kanla karılmış
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Düştüm yoluna koydum baş
Kemale geliyor artık yaş
Seni sevmek ne kadar hoş
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Seni bilen bilmeyen sever
Böylece lütuflara erer
Bu işler nelere değer
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Gayrı kalmayalım gaflette
Aşalım yolları gayretle
Sen hep bizleri affette
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Ümidini kestin neden
Nedir seni dünya'ya çeken
Gaflet tohumları eken
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Doldur gönlünü Rasulle
Öğren yolunu usulle
Başla yeniden gusulle
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
Varlığın yansın baştan basa
Gönlünü ulaştır arşa
Nefesin geçmesin boşa
Lütfeyle bizi de al gönül bağına.
-------------------------------------------------
18 / 6 / 1990
Pazartesi MEDİNE
BAK BAK GÖZLERİM
Temaşa eyle Medine’yi
Hemen alarak hediye'yi
Terk etmek için garipliği
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim.
Bak etrafa delercesine
Gündüzüne hem gecesine
Doyulmaz o penceresine
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim.
Ağır ağır seyret Ravzayı
Değerlendir böyle haftayı
Kazanmak için aslan payı
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim.
Sonsuz ve tatlı bir güzellik
Bu iş değil aylık gündelik
Nasıl ihtişamlı sadelik
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim.
Beyaz direkleri seyreyle
Gözünün pasını gayreyle
Yaşanan ru'ya'yı hayreyle
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim.
İçerde dolaşarak tekrar
Sakın kılma aşk'ta karar
Gaflet sonradan neye yarar
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim.
Belki bir daha gelemezsin
Bu saadete eremezsin
Günler geçiyor sen nerdesin
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim.
Sıcak sıcak diyerek kalma
Ele geçmez gaflete dalma
Kimya ile pul satın alma
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim.
Hazır gelmişim buralara
Neye bürüneyim karalara
Uçar giderim Ravzalara
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim.
Dönünce pişman olma sakın
Aklını sen başına takın
Büyük dişlisi ol bu çarkın
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim.
Ne mutlu girdim Ravzasına
Geldim Rasulün hizasına
Aldı beni himayesine
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim.
Her gezişin dikkatli olsun
Gönlün hepsinden huzur bulsun
Salâvat getir Mustafasın S.A.V.
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim
Bak bak gözlerim sonra yine özlerim.
-------------------------------------------------
18 / 6 / 1990
Pazartesi MEDİNE
MAKAM’I MUSTAFADIR BU
Hoş geldin müslüman kardeş
Ruh ve nefsi ediver haldeş
Tazim et yavaşça yerleş
Makam'ı Mustafadır bu ilahi nazargahtır bu.
Ziyaret eyle huşu ile
Seyreder seni Melekler bile
Dualar söyleterek dile
Makam'ı Mustafadır bu ilahi nazargahtır bu.
Vahyin indiği yerlerde
Göz yaş döker seherlerde
Sende gir eğil secdelerle
Makam'ı Mustafadır bu ilahi nazargahtır bu.
Kimsenin kusuruna bakma
Kafana türlü şeyler takma
Yanılıp gaflete dalma
Makam'ı Mustafadır bu ilahi nazargahtır bu.
Nasılsa kısmet olup geldin
Huzurda biraz eğildin
Belki sende hep sevildin
Makam'ı Mustafadır bu ilahi nazargahtır bu.
Salâvat eksik etme dilden
Çıkarma Peygamberi gönülden
Dönme sakın ha sözünden
Makam'ı Mustafadır bu ilahi nazargahtır bu.
Asrı saadeti hatırla
Kur'an yazılırken satırla
Görevlenmiş eshabı suffa
Makam'ı Mustafadır bu ilahi nazargahtır bu.
Bütün sırların ifşası
Boyun büker evliyası
Huzurda durur enbiyası
Makam'ı Mustafadır bu ilahi nazargahtır bu.
Dalga dalga iner manâ
Ümmedleri eder danâ
Doldurur kevseri cana
Makam'ı Mustafadır bu ilahi nazargahtır bu.
Levlake levlâk sırrıdır bu
Rahmeten lil alemiyn sırrıdır bu
Gelin diyelim cümlemiz bu
Makam'ı Mustafadır bu ilahi nazargahtır bu.
-------------------------------------------------
18 / 6 / 1990
Pazartesi MEDİNE
İHTİŞAM'I RASULULLAH'I GÖR
Medineye gelen kardeş
Hemen temizlen paklaş
Ravzaya doğru yaklaş
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Yollar dolup taşıyor
Akıl buna şaşıyor
Gayret neler aşıyor
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Bab'üsselâmdan içeri
Nasıldır sevgi mahşeri
Çekiyor kendine beşeri
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Huzura doğru gidince
Ağlanır hep ince ince
Gözün aç vakti gelince
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Varınca o kutlu yere
Cümlemize aşkını vere
Selam eyle Peygambere
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Acele duanı eyle
Eziyet olmasın gayriye
Yavaşça yürü ileriye
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Selâm gönder ruhuna
Kayda geçer adına
Sebeb olur şefeatına
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Onu ziyaret her zaman
Yaşadığı gün gibidir
Çünkü varlığı ebedidir
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Dolaşıyor ruhu içerde
Sanki zaman asrı saadette
Ey gönül bunları yadette
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Ayrılmak zor o makamdan
Nasıl çıkılır huzurdan
Canları aşk ile kavuran
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Cennet bahçesi beyaz direkli
Ümmetinin hepsi yürekli
Bunu yaşamak cidden gerekli
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Minberin zinetlerle bezenmiş
Ustalar yaparken özenmiş
Emsalsiz bir hünermiş
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Eshab'ı suffa okur yerinde
Öyle olmak varmış kaderinde
Ne varsa çıkardılar derinde
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Cibril kapısıda yukarda
Aşık dururmu bir kararda
Dostlar kalmayalım zararda
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Kimi siyah kimi beyaz
Kimi dua kimi niyaz
Kimi neş'e duyar kimi haz
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Kimi ağlar gözü yaşlı
Kimi genç ihtiyar yaşlı
Hepsi'de akıllı başlı
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Dalga dalga içerde sevgi
Bu hale sebeb neydi neydi
İnsan baş koyup gönül eğdi
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Kimi Kur'an okur sessizce
Kimi yaş döker gizlice
Rasulu düşünürken yalnızca
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Doldukça dolunca harem
Ne sırlar açılır mahrem
Kerem ediyor Nebi kerem
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Ezan okununca ümmete
Gelir cemaat gayrete
Nasıl varılmaz hayrete
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
Bu hâl söze gelmez kat'iyyen
Mahrum olursun ebediyyen
İstiyorsan dünya gözüynen
İhtişam'ı Rasulullah'ı gör Muhteşem Rasulullah'ı gör.
-------------------------------------------------
19 / 6 / 1990
Salı MEDİNE
KUBA
Aldı rasul hicret emrini
Görmeğe yeni kaderini
Kimseye açmadı kederini
Yöneldi Rasul Medineye doğru.
Anlamadı müşrikler onu
İçleri düşmanlıkla dolu
Önlerinde cehennem yolu
Yöneldi Rasul Medineye doğru.
Girdiler (Sevr) e iki yoldaş
Oldular mağarada haldaş
Dünyada var mı böyle kardeş
Yöneldi Rasul Medineye doğru.
Bir örümcek bir'de güvercin
Düşmanlarda hin oğlu hin
Amma aldandılar o gün
Yöneldi Rasul Medineye doğru.
Yollarda yüzlerce keramet
Sıcak'ta var çokça hararet
Türlü işi tamamlar gayret
Yöneldi Rasul Medineye doğru.
Dönmedi yolundan bir daha
Kureyş kaybetti büyük paha
Önlerinde açıldı saha
Yöneldi Rasul Medineye doğru.
Nihayet vardılar (KUBA) ya
Benziyor bu işler ru'ya'ya
Girip kader hükmü sıraya
Yöneldi Rasul Medineye doğru.
Medinelilerde vaveylâ
Talâ âl bedru aleyna
Vebet şükrü aleyna
Yöneldi Rasul Medineye doğru.
Hep birlikte mescid kuruldu
Hemen cemaate duruldu
Müşriklerin can'ı buruldu
Yöneldi Rasul Medineye doğru.
Bugün sende git gör Kuba'yı
Nasıl yüceltmiş kibriyayı
Olmuş aşıkların saray'ı
Orda hemen eyle duayı
Seyreyleyip o ihtişam'ı
Bekle yavaş gelen akşam'ı
İdrak'le yürüt temaşan'ı
Nasıl yücelmiş Rasul'un şan'ı.
-------------------------------------------------
19 / 6 / 1990
Salı MEDİNE
KAYBETTİM KENDİMİ
SardI ufkumu Rasul güneşi
Olmaz diyerek bu halin eşi
Nasıl kalmaz hayal gibi kişi
Kaybettim kendimi Medine'i Münevvere'de.
Varlığım galiba çıktı benden
Sıyrıldı ruhum burda bedenden
Şaşkm dolaşırım ne gelir elden
Kaybettim kendimi Medine'i Münevvere'de.
Yürürüm sokaklarda ben garip
Nefsin bağını yerlere serip
Dünya'yı hemen bir pula verip
Kaybettim kendimi Medine'i Münevvere'de.
Oldum bu günler bir garip yolcu
Acaba kim hancı kim yolcu
İçimde vardı bir büyük sancı
Kaybettim kendimi Medine'i Münevvere'de.
Suretim güya benim gibidir
Bilmiyorum kendimi nicedir
Aşk denilen bir güzel hecedir
Kaybettim kendimi Medine'i Münevvere'de.
Başımda eser sevda yelleri
Coşturur bazan can gönülleri
Bulup Muhammed'i erenleri
Kaybettim kendimi Medine'i Münevvere'de.
Rasulin pervanesi olarak
Yeni yeni taze can bularak
İçin için buhur gibi yanarak
Kaybettim kendimi Medine'i Münevvere'de.
Canımın can'ı burdadır burda
Gelmişim canım güzelim yurda
Ey canlar can'ı bana buyur'da
Kaybettim kendimi Medine'i Münevvere'de.
Bu hal ne hâldir yüce keremkâr
İçim sızlıyor yine zari zar
Müflisim kalmadi sermaye kâr
Kaybettim kendimi Medine'i Münevvere'de.
Ravzanda nasıl fırtına eser
Seni seven elbet mecnun gezer
Kalmadı bende böylece eser
Kaybettim kendimi Medine'i Münevvere'de.
-------------------------------------------------
19 / 6 / 1990
Salı MEDİNE
BU BELDE RASULUN BELDESİDİR
Ey gönül o günleri hatırla
Nakiller geldi bize satırla
Peygamberin hayatını yadeyle
Bu belde rasulun beldesidir
Bu belde fanii firrasul'dür.
Onun üstüne kuruldu islam
Olsun ümmetlerinden hep selam
Dilimizde yetersizdir kelam
Bu belde rasulun beldesidir
Bu belde fanii firrasul'dür.
Mührü var her köşe bucak yerde
Aşıklar varsa eğer serde
Sıdk ile ihlâs eyle ziyarette
Bu belde rasulun beldesidir
Bu belde fanii firrasul'dür.
Rasulden başka bir şey düşünme
Onu görmeğe bak hep düşünde
Boyun bük Ravzaya girişinde
Bu belde rasulun beldesidir
Bu belde fanii firrasul'dür.
Günlerimiz doluyor gafletle
Yarın kalacağız gurbette
Merd isen halini kurb eyle
Bu belde rasulun beldesidir
Bu belde fanii firrasul'dür.
Şehri Medine'ni buldunsa
Beden mülkünü tanıdınsa
Öz varlığını anladınsa
Bu belde rasulun beldesidir
Bu belde fanii firrasul'dür.
Devredince gönlünü Rasule
Neler gelir bak sende husule
Gayret edip tabi ol usule
Bu belde rasulun beldesidir
Bu belde fanii firrasul'dür.
Önce yol fena fişşeyh'den geçer
Mevlâ dilediği gibi seçer
Sonra olur Muhammed'i şecer
Bu belde rasulun beldesidir
Bu belde fanii firrasul'dür.
Gayret eyle fanii firrasul'e
ALLAH gösterir'de sana vesile
İkinci makam gelir husule
Bu belde rasulun beldesidir
Bu belde fanii firrasul'dür.
Gaflet eyleme burada kardeş
Yavaş yavaş kendine yaklaş
Muhammed'i Nur'a dalda paklaş
Bu belde rasulun beldesidir
Bu belde fanii firrasul'dür.
Kalmasın sakın nam'u nişan
Belirir bir gün nur'u Zi'şan
Senin değildir gönlünden taşan
Bu belde rasulun beldesidir
Bu belde fanii firrasul'dür.
-------------------------------------------------
19 / 6 / 1990
Salı MEDİNE
VAKTİ FİRAK
Dikkat et an'ını değerlendir
Ruh'unu iyice sebeblendir
Yavaş yavaş can'ını demlendir
Vakti firak yaklaşıyor be canım.
Sağda solda geçirme vakit
Hani yapmıştın güzel bir akit
Kalmadı'mı? içinde yakıt
Vakti firak yaklaşıyor be canım.
Canlan kalk aç gönlünü Rasul'e
Yazar belki seni'de sırayle
Salâvat'ı şerifle yadeyle
Vakti firak yaklaşıyor be canım.
Zikir fikir tefekkür'e dal
Aman yarabbi ne güzel bir hâl
Ağzından çıkarmadan kîl'u kâl
Vakti firak yaklaşıyor be canım.
Mümkün olunca kıl namazları
Tekrar tekrar yaşa bu hazları
Bulansın Medine tozları
Vakti firak yaklaşıyor be canım.
Seneler sonra nihayet geldin
Böylece belki arzuna erdin
Biraz daha çok gayret edeydin
Vakti firak yaklaşıyor be canım.
Sen sana bugün yar olmadıkça
Çalış istersen ömür boyunca
Neler kaçar gaflete dalınca
Vakti firak yaklaşıyor be canım.
Düşün tefekkür eyle olanları
Hesapla elinde kalanları
Pişman olma sakın sonraları
Vakti firak yaklaşıyor be canım.
Her şey gibi günler geçecek
Herkes yerli yerine dönecek
Yok ise ne bulur anlatacak
Vakti firak yaklaşıyor be canım.
Gözden geçir tekrar kendini
Kopar başından kemendi'ni
Coş gönülden yık varlık bendini
Vakti firak yaklaşıyor be canım.
-------------------------------------------------
20 / 6 / 1990
Çarşamba MEDİNE
AĞLA GÖZLERİM AĞLA ZAMAN AZALDI
Nasıl geçiyor bu günler
Geride kaldı hep dünler
Aşk ehli ancak anlar
Ağla gözlerim ağla zaman azaldı.
Bir daha gelirmiyim bilmem
Göz yaşım aksada silmem
Bu yoldan geriye dönmem
Ağla gözlerim ağla zaman azaldı.
Vakti firak yaklaşıyor
Saatler zaman aşıyor
Aşk gönülde yaşıyor
Ağla gözlerim ağla zaman azaldı.
Her dem salâvat getirip
Can'ı Canan'e erdirip
Güzel vaktini bitirip
Ağla gözlerim ağla zaman azaldı.
İçinde bulunan hali
Sende anlayıver bali
Bırak artık kıl'u kal'i
Ağla gözlerim ağla zaman azaldı.
Kok medine kokusunu
Gör Habibin kapusunu
İhmâl etme arzusunu
Ağla gözlerim ağla zaman azaldı.
Seyreyleyip abidleri
Ne güzeldir fikirleri
Can'a değer zikirleri
Ağla gözlerim ağla zaman azaldı.
Tutup vaktini sımsıkı
Olma nefsin maskarası
Karşında Hak sevgilisi
Ağla gözlerim ağla zaman azaldı.
Otobüs gelir kapıya
Sonra yutarsın hapıya
Dizilir konvoy sıraya
Ağla gözlerim ağla zaman azaldı.
Ne eyledi isen eyledin
Gayrıyı'da dost belledin
Rasulullah'ı hep özledin
Ağla gözlerim ağla zaman azaldı.
-------------------------------------------------
20 / 6 / 1990
Çarşamba MEDİNE
KAPLADI UFKUMU
Medine hali şaşırttı beni
Bu oluş her halde değil yeni
Nasıl dayanır İnsan yüreği
Kapladı ufkumu nur'u Muhammedi.
Bütün insanlar ona aşık
Ayaklar yalın başlarda açık
İnsan oluyor sanki bir kaçık
Kapladı ufkumu nur'u Muhammedi.
Rasulullah’dan başka bir şey yok
Bunu elbette görmeyelim çok
Aç sineni'de ateşine sok
Kapladı ufkumu nur'u Muhammedi.
Göremez oldum başka bir şeyler
Ehli hâl daha neler seyreyler
Benliklerini onlar gayreyler
Kapladı ufkumu nur'u Muhammedi.
Bakınca bir dem Ravzaya doğru
Bu kalabalık onun uğuru
Hepsi Muhammed diye çağırı
Kapladı ufkumu nur'u Muhammedi.
İçerde adım atacak yer yok
Hele üste Melekler daha çok
Bütün sineler ediyor çak çak
Kapladı ufkumu nur'u Muhammedi.
Sanki insan Rabbını unutmuş
Bu belde güya sade onunmuş
Hükümdarlığını ilan etmiş
Kapladı ufkumu nur'u Muhammedi.
Burda nedense hep o söylenir
Gözde ve gönülde o özlenir
Nasıl bu esrar'ı Nebi gizlenir
Kapladı ufkumu nur'u Muhammedi.
Sende ibretle bakarsan eğer
Mutlak bulursun çok büyük değer
Medine'de sırlar varmış meğer
Kapladı ufkumu nur'u Muhammedi.
Hak gizlendi aşikâr oldu o
Gönüllerde saltanat kurdu o
Bu duyguları'da verdi o
Kapladı ufkumu nur'u Muhammedi.
-------------------------------------------------
20 / 6 / 1990
Çarşamba MEDİNE
KIBLETEYN
Bir gün gittik kıbleteyn'e
Bu hatırayı yadeyle
Aç gözün temaşa eyle
Gerçek kıblene yöneldin'mi?
Duruyordu Müslümanlar
Yöneldi hıristiyanlar
Hepsi Aksaya bakarlar
Gerçek kıblene yöneldin'mi?
İstiyordu Hazreti Rasul
Müslümanlara bir fasıl
Nihayet oldu hasıl
Gerçek kıblene yöneldin'mi?
Medine'de bir gün
Belirlendi yeni yön
Kazandı bu cami ün
Gerçek kıblene yöneldin'mi?
Bir ikindi namazında
Yüce Mevla huzurunda
Medine Nur pazarında
Gerçek kıblene yöneldin'mi?
Fevellü vecheke denildi
Yeni yön belirlendi
Mü'min'ler neş'elendi
Gerçek kıblene yöneldin'mi?
Zannederim Dünya kıblen
İstikametin belirlen
Gafletle ne gelir elden
Gerçek kıblene yöneldin'mi?
Mücadele et kendinlen
Budur senden beklenen
Yapılır mutlak gereken
Gerçek kıblene yöneldin'mi?
Dolaşma etraflarda
Ne ararsın dünyalarda
Kargaşa var olaylarda
Gerçek kıblene yöneldin'mi?
Mutlak kıblesin bulan
Varlığı Nur'la dolan
Bu sırlı işe dalan
Gerçek kıblene yöneldin'mi?
-------------------------------------------------
20 / 6 / 1990
Çarşamba MEDİNE
RASUL'E İKİ DEFA GELİNİR
Dinle kardeş sana diyeyim
İşler acayip nideyim
Bilmez oldum ben nerdeyim
Resule iki defa gelinir.
Birini derler Erenler
Fena firrasule girenler
Varlıklarından geçenler
Rasule iki defa gelinir.
Baktığı yerde onu görür
Hep onun izinde yürür
Nefsin defterini dürür
Resule iki defa gelinir.
Rasulde fani olur kişi
Kendinden değildir işi
Kaplar Muhammed'i güneşi
Rasule iki defa gelinir.
Bir zamanda böyle yaşar
Sonra burayıda aşar
Ordan fena fillâh'a geçer
Resule iki defa gelinir.
Kalır bir zaman fenada
Daim olur bu huzurda
Bulunur fena fillah'da
Rasule iki defa gelinir.
Bilemez kişi kendini
Doldurur da Hak bendini
Artırır vahdet ilmini
Resule iki defa gelinir.
İkide döner dünya ya
Sırdaş olur Kibriya ya
Benzemiş'tir Mustafa ya
Rasule iki defa gelinir.
Davet eder çevresini
Açar Hak'ka sinesini
Bulur dertler çaresini
Resule iki defa gelinir.
İşte böyle sayın kardeş
Varlığından soyun yaklaş
Nurıyle yıkan'da paklaş
Rasule iki defa gelinir.
-------------------------------------------------
21 / 6 / 1990
Perşembe MEDİNE
ELVEDA MEDİNEM ELVEDA
Bizi nice yaşattın bağrında
Meskûn olduk Harem civarında
Unutamam seni hayatımda
Elveda Medinem elveda.
Sabah sel gibi akar Ravzaya
Başlar İnsan gönülden kazmaya
Melekler devam eder yazmaya
Elveda Medinem elveda.
Gözlerim çekti fotoğrafını
Kaydedip her bir tarafını
Dolanıp Ravzanın etrafını
Elveda Medinem elveda.
Kulaklarım duydu tüm sesleri
Almış isek ne mutlu dersleri
Doldurduk orda boş kasetleri
Elveda Medinem elveda.
Kokularla doldu burnumuz
Yerindeydi orda huzurumuz
Çok sayıldı az yaptıklarımız
Elveda Medinem elveda.
Göklere çıktı niyazlarımız
Kabul olmuştur dualarımız
Aşk telinden çaldı sazlarımız
Elveda Medinem elveda.
Hakkını helâl et artık bize
Uyduk o Rasulden kalan ize
Hoşça kalın medineliler size
Elveda Medinem elveda.
Gidelim gelenlere yer kalsın
Kardaşlar'da nasibini alsın
Her gelen Peygamberi'ni bulsun
Elveda Medinem elveda.
Ya Nebi hem hâl oldun bizimle
Geldik yanına çünkü izninle
Dua edemedik hiç tazimle
Elveda Medinem elveda.
Ey yüce Peygamberim Mustafa S.A.V.
Eger bizden çıktı ise hata
Azmettik işlemeyiz bir daha
Elveda Medinem elveda.
Elveda Peygamberim elveda.
-------------------------------------------------
22 / 6 / 1990
Cuma Medine Harem
KAPINDA
Geldim huzuruna nihayet
Rabbım eyliyerek hidayet
Elimden geldiğince gayret
Kapında havlayan kıtmirindim ya Rasulellah.
Geçti günler hep yavaş yavaş
Gözlerimden akıyordu yaş
Dalgalanınca bedende baş
Kapında inleyen garibindim ya Rasulellah.
Dağıtıldı Ravzada himmet
Alan aldı öyle çok hikmet
Başka yerden geleni terket
Kapında bekleyen dilencindim ya Rasulellah.
Boyun eğdim yoluna ezel
Yapamadım görevi güzel
Çektim'de belki biraz gazel
Kapında azadsız kölendim ya Rasulellah.
Naçar kaldım'da bazı bazı
Çok eylerim'de belki azı
Çalarak bam telinden sazı
Kapında garip biçarendim ya Rasulellah.
Açtım elimi çok kereler
Döküldü dilden kelimeler
Böyle geçti çok seneler
Kapında gariban duacındım ya Rasulellah.
Sevmiş seni bu garib'de
Bulundu nice gün haremde
Yazarak elinde kalem'de
Kapında yüz süren aşığındım ya Rasulellah.
Coşturdun içimde cünbüşleri
Dar geldi Medine sokakları
Mamur ettin harapları
Kapında öten bülbülün'düm ya Rasulellah.
Gönül bahçenden bir aşı
Gül oldum bülbüle karşı
Senin kokun sardı arşı
Kapında açan gülündüm ya Rasulellah.
Ziyaret ettik şükür sizleri
Her tarafta'dır Rasul izleri
Lûtfuna mazhar ettin bizleri
Cümlemiz'den kabul eyle ziyaretleri.
-------------------------------------------------
22 / 6 / 1990
Cuma Medine Harem
HOŞÇA KAL YA RASULULLAH
Duyura bildikse sesimizi
Kıyamette arat izimizi
Nurunla aç gözümüzü
Hoşça kal ya Rasulellah.
Hoş gör gafletlerimizi
Coştu içimizde aşk denizi
Bağışla sen bu çaresizi
Hoşça kal ya Rasulellah.
Gafletle geçti gündüzler
Uykuyla geçti geceler
Gönül ismini heceler
Hoşça kal ya Rasulellah.
Ayrılmak istemez gönül yardan
Vakti firaktır ne gelir elden
Hasret başladı daha bu günden
Hoşça kal ya Rasulellah.
Uzağında bulunsak bile
Bize her dem himmet eyle
Bizleri zaman zaman yadeyle
Hoşça kal ya Rasulellah.
Boşalıyor Ravza yavaş yavaş
Nasıl kalabalık müslim kardaş
Hepsi'de Muhammed'i yoldaş
Hoşça kal ya Rasulellah.
Oturdum seyr için son def'a
Suçum oldu ise bağışla
Biraz geri kaldım yarışta
Hoşça kal ya Rasulellah.
Günahım çok yüzüm kara
Hatırla ben'i ara sıra
Hoş gör bizi bakma kusura
Hoşça kal ya Rasulellah.
Son def'a yine geçtim önünden
Göz yaşı sel oldu gözümden
Ayrılamadım huzurundan
Hoşça kal ya Rasulellah.
Sanki Ravza geldi benimlen
Belki ben kaldım onundan
Ayrılamadım huzurundan
Hoşça kal ya Rasulellah.
Hoşça kal ya Rasulellah.
-------------------------------------------------
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
24 / 6 / 1990
Pazar MEKKE
MEKKE'İ MÜKERREME
Göründü Mekke ışıkları
Yanıyor ona aşıkları
Artar hacıların telâşları
Ah!.. Güzel Mekke güzel Mekke.
Dünya'da en eski makamsın
Perdenin altından bakansın
Bütün aşıkları yakansın
Ah!.. Eski Mekke eski Mekke.
Bakanlar hep görmezler seni
Görenler hep bilmezler seni
Neler'de doldurmuş sineni
Ah!.. Sırlı Mekke sırlı Mekke.
Çevren dönülür dualarla
Gelmiş aklar'la karalar'la
Dolmuşlar hepsi huzurlar'la
Ah!.. Canlara can Mekke can Mekke.
Mekke'nin incisidir Ravza
Sende gelirsin bin niyazla
Dolarsın mutlak yüz bin hazla
Ah!.. Ravzalı Mekke Ravzalı Mekke.
İlk varlığın Ademle A. L. başlar
Senin için dökülür yaşlar
Hacılar şeytanları taşlar
Ah!.. Adem'li Mekke Adem'li Mekke.
Cennetten indirildi ilk Kâ'be
Adem Safi'ye olmuş bu hibe
Daha gaflet edersin niye
Ah!.. Kâ'beli Mekke Kâ'beli Mekke.
İsmailin kaldı orada
Zemzem'ini buldu burada
Daha neler var sırada
Ah!. İsmail'li Mekke İsmail'li Mekke.
İbrahim A. L. şenledi orayı
Taşa bastı güzel ayağı
Kurdu orda gönül sarayı
Ah!. İbrahim'li Mekke İbrahim'li Mekke.
Rasulellah'da onda doğdu
Müşrikleri ordan kovdu
Cenab'ı Hak orayı övdü
Ah!.. Muhammed'li Mekke Muhammed'li Mekke.
-------------------------------------------------
24 / 6 / 1990
Pazar MEKKE
KÂ'BE
Döner çevrende dalga dalga
Senin aşıkların bir başka
Döndükçe gelirler aşka
Dön kardeşim dön dön ona.
Yanar yüreğin cayır cayır
Kıvam'a gelir ağır ağır
İçin dolunca çağır çağır
Yan kardeşim yan yan ona.
Kan'a kan'a seyr et Kâ'be'yi
Nasıl kurmuş bu abideyi
Devr et hakkıyle harikayı
Kan kardeşim kan kan ona.
Canlan hemen artık sende
Dönerim seninle hep bende
Uyan artık nerdesin nerde
Can kardeşim can can ona.
Güllere benzersin dönerken
Dumanın tütmez hiç sönerken
Yavaş yavaş zem zem'e giderken
Gül kardeşim gül gül ona.
Dağıtılır Kâ'be de lütuflar
İnsan günahlarından hafifler
Olurlar Melek'ten lâtifler
Ol kardeşim ol ol ona.
Ara her tarafta ni'meti
Yavaş yavaş al ehliyet'i
Tamamlamaya bak ni'meti
Bul kardeşim bul bul onu.
Kal kâ'be de epeyi zaman
Bulursun belki Nur yaman
Senin'dir elinde o kalan
Kal kardeşim kal kal ona.
Hâl ehli sende olmaya bak
Yazar senide deftere Hak
Döne döne nefsini bırak
Hâl kardeşim hâl hâl ona.
Sevgi ile dön çevresi'ni
At üstünden gaflet örtüsünü
Terkeyle nefs dürtüsünü
Sev kardeşim sev sev onu.
-------------------------------------------------
26 / 6 / 1990
Salı MEKKE
İNSAN'I GÖR
Alemde varlığı temiz
Haktan taşır gönlünde iz
Ondaki sırrı bilseniz
Adem olan İnsan'ı gör.
Okur öğretirse Hak'tan
Çıkarır'sa karanlıktan
Temizler'se dış kabuktan
İdris olan insan'ı gör.
Tekne'i Nuh'a binersen
Sahil'i aşk'a gidersen
Dağ'ı Cudiye inersen
Nuh'i olan İnsan'ı gör.
Kâ'beni sen kurmana bak
Etrafında ışıklar yak
Sırtına hulleri tak
İbrahim olan İnsan'ı gör.
Başını kurb'an edecek
Hak yakınlığa erecek
Zem zem'ini çıkaracak
İsmail olan İnsan'ı gör.
Yusuf'unu kaybedersen
Uzaklığa düşersen sen
Göz yaşını akıtırken
Yakub olan İnsan'ı gör
Evvel kuyuya atılan
Sonra'da mısır'a satılan
Nur'una nurlar katılan
Yusuf olan İnsan'ı gör.
Fir'avn'u denize döken
Ceddini Mısırdan söken
Tur'da Tevrat'ı alırken
Musa olan İnsan'ı gör.
Ölüyü bile dirilten
Güç alır Ruhül Kudüs'ten
Kovulan şehri Kudüs'ten
İsa olan İnsan'ı gör.
Derununa ermeye bak
Saçlarına düşmeden ak
Ezelden tertemiz ve pak
Muhammed olan İnsan'ı gör.