info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
32.5096
Dolar Satış
:
32.5682
Euro Alış
:
34.6254
Euro Satış
:
34.6878
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Herkes 2-1 Diyor Ama İbre CHP’den Yana

Partiden çok aday kimliğinin öne çıktığı Edirne’de bıçak sırtı dengeler var ve sandıktan iki, hatta üç parti çıkması söz konusu. Edirneli’nin öfkesi ise ilin vekil sayısının 4’ten 3’e düşürülmesine...

2007 genel seçimlerinde ve Edirne’nin Ankara’da temsil sayısı dörttü. Ancak aş, iş peşinde koşan vatandaşların doğuya göçü (Lüleburgaz, Çorlu, Çerkezköy) nedeniyle nüfus azaldığı için 2011’de 3’e düşürülmüştü. Anımsıyorum da o gün tek milletvekilliğini 653 kişi eksiğiyle kaybetmişti ve aday olanların hepsi bu durumdan yakınarak, mutlaka çözüm üreteceklerini söylemişlerdi. Ancak o adayların arasından bakan, milletvekili, belediye başkanı çıkmasına rağmen durum değişmemiş. Edirne yine az bir nüfus farkıyla 3 milletvekilliğiyle yetinmek zorunda kalmış... İşte bu yüzden de öfkenin büyüğü Ankara değil Edirne’deki yöneticilere... Örneğin, 1984-1989 yılları arasında Edirne’nin Belediye Başkanlığı’nı yapan İbrahim Ay (ANAP) diyor ki:   
“Bir yönetim başa geldiği zaman sadece ‘kanal açacağım, yol yapacağım’ diyor. Peki, kardeşim genel seçim geldiği zaman bu şehrin nüfusu nedir, ne olacak, biz kaç tane milletvekili çıkaracağız, bunların planlamasını kim yapacak? Edirne’de 28-30 bin üniversite öğrencisi var. 700 öğrencinin nüfusu buraya alınamaz mıydı?” 
Bu durumun sorumlusunun kim olduğu tartışmalı ama adaylar ve seçim sonucuna dönük hesaplarda kafa karışıklığı yarattığı çok net. Çünkü bıçak sırtı dengeler var ve sandıktan iki, hatta üç parti çıkması söz konusu. ‘Nasıl’ına Edirne’nin siyasi eğilimlerinden başlayalım.
 
CHP’nin kalesi mi?
Edirne genelde CHP’nin kalesi olarak bilinen yerler arasında. Bu 1946 seçimlerine kadarki tek partili dönem için doğru, milletvekilleri hep CHP’li ama sonrasında oylar CHP ve DP (Demokrat Parti) arasında gidip gelmiş. Hatta 1950 ve 1957 seçimlerinde milletvekillerinin tamamı DP’den çıkmış. 1961 sonrasında AP ve CHP, 1980 sonrasında (CHP, AP kapatıldı) ise ANAP ile HP, SHP ya da DYP ve DSP arasında dengelenmiş. 2002’ye baktığımızda da bu denge CHP ile Ak Parti arasında kurulmuş. Dört milletvekiliyle temsil hakkı olduğu son 2007 seçimlerinde de dağılım 2 CHP, 1 Ak Parti ve 1 MHP arasında olmuş. Son 2011 seçim sonucu ise 2 CHP ve 1 Ak Parti.
Aslında bu tabloya baktığınızda Edirne’de sosyal demokrat oyların ağırlığı kadar, sağ oyların varlığını da söylemek mümkün. Bu dengede de en büyük etken ‘senin-benim adayım’ gibi ilçeler arası rekabet ve adayların kimlikleri. Yani genel seçim de olsa, adayların estireceği rüzgâr çok önemli. Çarşıda sohbet ettiğimiz Edirne’nin kanaat önderleri bu durumu şöyle yorumluyor:
“Edirne kendi kalesinin sahibidir. Adama göre oy verir. Bizim Trakya Oyun havalarında herkes tek başına oynar ve kendini gösterir. Ama Anadolu’nun oyun havalarına bakın, hep birbirine sarılarak oynarlar. En büyük fark bu. Herkes kendine oynuyor küçük olsun benim olsun diyor.”
Bu saptamalardan sonra şimdi de sokağın havasından ve adayların çalışmalanndan söz edelim.
Ön seçim rahatlığı
2014 yerel seçimlerinde sosyal demokrat oyların bölünmesiyle sıkıntı yaşayan CHP’nin 2015 seçim kampanyasını Edirne’den başlatmasının yanı sıra emeklilere, çiftçilere dönük vaatleriyle “bir dönemlik yetki” isteği seçmen üzerinde hayli etkili olmuş. Bu nedenle adayların vaatleri de Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin fotokopisi gibi. İşte Uzunköprü’de muhtarlarla yaptığı toplantısına tanık olduğumuz 2. sıra adayı Erdin Bircan’ın konuşmasından birkaç alıntı:
“Sizlerden bir dönem desteğinizi istiyorum. Dört yılda çiftçi, emekli rahatlayacak, işsizlik sona erecek, söz veriyorum.”
CHP’nin buradaki ilçeler arası rekabete ve kırgınlıklara karşı kozu ise ön seçim.
Aday adayı olmayan aday 
Çarşı içinde sabah kahvaltısında buluştuğumuz Ak Parti’nin birinci sıra adayı Şemsettin Emir de Edirne’nin yerlilerinden. Ve aday adayı olmamasına rağmen (11 kişi varmış) genel merkez tarafından tercih edilmiş bir isim. Kendisini “ulaşılan bir adam” olarak tanımlıyor ve Edirne’de partiden çok adayın ön planda olduğunu savunuyor. Lise yıllarında oturduğu Roman Mahallesi’ndeki yaklaşık 10 bin seçmen desteğinin de HDP’nin Roman adayına (Sedat Zımba) rağmen kendisinden yana olduğunu iddia ederek şöyle diyor:
“Ben bu topraklara âşığım. Kimsenin dini, mezhebi, içkisi beni ilgilendirmez. Hedefim, yapacağımız hizmetlerle Şemsettin Emir’den öncesi ve sonrası Edirne dedirtmek.”
En hareketli parti
Edirne’de milletvekili beklentisi olmamasına rağmen en hareketli parti HDP. Kentteki etkinlikleri ve il merkezleri cıvıl cıvıl. Barajın aşılmasına katkı amacıyla çalıştıklarını söyleyen partililerin çoğunluğu gibi birinci sıra adayları da kadın. HDP’nin Kürt değil Türkiye Partisi olduğunu söyleyen Hülya Yer, özellikle kadın seçmenlere şöyle sesleniyor:
“Biz kadınlar hiçbir partinin oy deposu değiliz. Bunu HDP yaparsa da karşı dururuz. Kadın politikalarımızı erkekler değil biz kadınlar belirliyoruz. 268 tane kadın adayımız var, çoğu da seçilecek yerlerde.”
Gelelim bu tabloyla ilgili partilerin beklentileri ve bizim öngörümüze... Üç parti de (CHP, Ak Parti, MHP) kendi lehlerine 2-1 olur iddiasında. Ancak gördüğümüz kadarıyla ibre (2 vekil) CHP’den yana. Bir milletvekilliği ise Ak Parti ile MHP arasında tam anlamıyla bıçak sırtı...
 
 
 
 
Hedef çiftçi oyları
 
2011’de MHP’nin ikinci sıra adayı olan Gürsel Şimşek bu kez ilk sıraya yerleşmiş. O da tanınan, bilinen bir isim ama yine de mahalle mahalle dolaşıyor, özellikle de kırsal kesimlerde. Uzunköprü’nün ünlü perşembe pazarında karşılaştığımız Şimşek bunun nedenini bir solukta açıklıyor:
“Edirne’nin yüzde 80’i tarımla geçiniyor. Çiftçinin cebine giren parayla da kentteki ticaret canlanıyor, esnaf kazanıyor. Ancak tarımı çökerten, Edirneli’yi göçe zorlayan politikalar nedeniyle sıkıntı had safhada. Sonucunu kırsaldaki oylar belirleyecek.”