info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
32.5096
Dolar Satış
:
32.5682
Euro Alış
:
34.6254
Euro Satış
:
34.6878
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...
Yargıtay, Danıştay ve AİHM Kararları Işığında Cemaat Vakıflarının Mülkiyet Sorunları
Yazar
Doç. Dr. Nuray Ekşi
Yayınevi
Beta Basım Yayım
Yayın Yılı
2011
Cemaat vakıfları, azınlık vakıfları, gayrimüslim vakıflar ya da diyanî vakıflar olarak adlandırılan müesseseler, Osmanlı İmparatorluğu döneminde padişah fermanları ile kurulmuştur. Bu müesseseleri kuranlar, Türk vatandaşı olmakla beraber Müslüman değillerdir. Lozan Barış Antlaşması uyarınca varlıkları tanınan cemaat vakıfları, Museviler, Ermeniler ve Rumlar tarafından kurulmuşlardır. Cemaat vakıflarının, vakfedeninin ve vakfiyelerinin bulunmaması sebebiyle öncelikle bunların vakıf statüsünde olup olmadıkları konusunda tereddüt edilmiştir. Ancak cemaat vakıflarının, “vakıf” statüsü 1935 yılında yürürlüğe giren 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ile belirlenerek tereddütler ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca cemaat vakıflarının tüzel kişiliğinin bulunup bulunmadığı da tereddüt edilen diğer bir hususu teşkil etmekteydi. Osmanlı İmparatorluğu zamanında kurulan, Lozan Barış Antlaşması ile varlıkları tanının ve varlıklarını sürdürmeleri teminat altına alınan cemaat vakıfları, 1935 yılında, 2762 sayılı Vakıflar Kanunu tabi kılınmıştır. 2008 yılında 2762 sayılı Vakıflar Kanunu yerini 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’na bırakmıştır. Bu gün için, cemaat vakıfları, Lozan Antlaşması’nın yanı sıra 2008 yılında yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunu ve bu Kanuna ilişkin Yönetmelik hükümlerine tabidir.