Bunlardan sadece Ekrem Eşkinat’dan pişmanlık duydum. Keşke Mennan Yıldırım ya da Ali Kılıç ile röportaj yapsaydım.
Fakat onlar benim röportajlarımın gücüne inanmadılar ve gelmediler.
Kadir başkan yönünden sıkıntım yok ama o da son zamanlarda değişti gibime geliyor. Çünkü çevresinde bal yapmaz arı misali bir sürü görevinin sorumluluklarını taşıyamayan kişiler mevcut. Bir de artık gözlemlediğim kadarıyla, hür iradesiyle değil, çevrenin yönlendirmesiyle hareket ediyor izlenimine kapıldım.
Neyse, dağıtmadan konuya döneyim.
Ekrem Eşkinat’ın burada yazamayacağım büyük yanlışlarına girmeyeceğim. Zaten kendisi de biliyor ve yüzüme bakmaya bile yüzü olmamalıdır. Bunları Kadir başkan biliyor. Fakat ben yaptığı büyük yanlışlarla değil, yapmadığı hizmetlerle değerlendirip, özele girmeden, sadece hizmet konusunda ifade edeyim;
Hastane yokuşunu defalarca yazdım, Ekrem başkan duyarsız kalmaya devam ediyor.
Sırf bu hastane yokuşu nedeniyle değerli bir insan olan Âdem Dalgıç’ı adaylıkta desteklemedim.
Ekrem başkan hem engelliler için bu yolu yapmıyor hem de nasıl Türkiye engelliler federasyonundan ödül alıyor anlamadım.(gerçi onun da gerçek olduğuna dair şüphelerim var ya, neyse)
Buraya kadar hala “TESKİ İLE NE ALAKASI VAR?” DEDİĞİNİZİ DUYAR GİBİYİM.
Çok var.
Ekrem Eşkinat göreve gelir gelmez, ilk işi, Tekirdağ ile özdeşleşen Tuğlalı parkta bulunan çeşmeyi yıktı.
Neymiş efendim, “ÜÇ KEMALLER PARKI” olacakmış.
Ne oldu senin Kemal heykeline?
Büyükşehir belediye binası yıkılınca, Kemal heykelin de tarihe karıştı. Sonra, Cengiz Topel meydanındaki çeşme de tarih oldu. Neymiş efendim, “ikram çeşmesi”ymiş.
Oldu mu?
İnsanların sıcak yaz ayında kana kana su içtiği çeşmeyi ikram çeşmesi yapmak yerine, bir ikram çeşmesi yapmak zor mu geldi?
Sayın Eşkinat çeşme katliamında bu kadarla da yetinmedi. İbrahim Müteferrika parkının üst tarafındaki asırlık akan çeşmeyi de söktü, getirdi parkın ortasına koydu. Hadi söküp getirdin, akan çeşmeyi neden kuruttun?
Yetti mi?
Yetmedi.
Evliya Çelebi’nin “SEYAHATNAME” adlı kitabına dahi giren Rüstem Paşa çeşmeleri de uçlarına birer ağaç tapa konarak kurutuldu.
Her ortamda Tekirdağ’ın yerlisi olduğunu, Tekirdağ’ın tarihi ve sanatsal eserlerini korumak gerektiğini vurgulayan Başkan Eşkinat, bu çeşmeleri kurutarak Tekirdağ tarihine sahip çıkıyormuşşşş.
Son kurban çeşme de Atıcıların oradaki Hayriye Hatun Hayratı oldu.
Artık ne diyeyim?
En azından bazı muslukları çalışıyor.
ŞİMDİ BENİM TESKİ MÜDÜRÜ SAYIN ŞAFAK BAŞA VE TEKİRDAĞLI BAŞKAN OLDUĞUNU HER DAİM VURGULAYAN KADİR BAŞKANDAN BİR TALEBİM VAR; GELİN BU ÇEŞMELERİ HAYATA TEKRAR GEÇİRELİM Kİ, VATANDAŞ ŞU YAZ GÜNLERİNDE HEM KANA KANA SU İÇSİN HEM DE SİZLERE HAYIR DUA ETSİN.
HAYIR, DUA MI, YOKSA…
TAKDİR SİZİN,