info@ellidokuz.com
Dolar Alış
:
32.4551
Dolar Satış
:
32.5136
Euro Alış
:
34.6559
Euro Satış
:
34.7183
Aranıyor, lütfen bekleyiniz...

Muz Cumhuriyeti’nde Fıkra Olmak

Eşine az rastlanır bir kitap: Muz Cumhuriyeti’nde Fıkra Olmak

Eşine az rastlanır bir kitap: Muz Cumhuriyeti'nde Fıkra Olmak Hayatını gazeteciliğe vermiş bir isim olan Ercan Deva, kendi yaşamındaki mizahi duruşu bu kez bir fıkra kitabına aktarmış. Siyasi, kültürel, edebi, teknolojik ve hatta sportif mesajlarını fıkralarla anlatmayı başaran yazar, son yıllarda örneklerine pek rastlamadığımız bir kitabı okuyucu ile buluşturuyor; Muz Cumhuriyeti'nde Fıkra Olmak… Ömür Kurt / omur@hurriyet.com.tr 20 Ekim 2014 Eşine az rastlanır bir kitap
 
 
GÜNÜMÜZ MİZAHI GEÇMİŞTEKİNDEN FARKLI MI?
‘Fıkra’ denilince aklımıza genellikle ‘Temel ile Dursun’ ya da ‘Nasreddin Hoca’ fıkraları geliyor. Oysaki kültürümüzdeki fıkra anlatısı veya mizah onlarla sınırlı değil! Fakat dilden dile hep onlar dolaşıyor. Tüm kültürlerde mizah, en iyi ve en akılda kalıcı anlatı yöntemidir. Çünkü eğlendirirken düşündürmeyi de başarırlar. Ancak günümüzde -eğer televizyon gülmeceleri, tiyatro anlatıları ve tek kişilik gösterileri bunun haricinde tutarsak- dilden dile yayılan 'yeni' fıkralar pek az. Oysaki yeni fıkraların üretilmesi, hem mizah anlayışımıza, hem edebiyatımıza hem de eleştiri dünyamıza büyük katkı sağlar.
 
 
ORANTISIZ ZEKÂ
Son yıllarda, özellikle de Gezi olayları sırasında artan, daha çok 'dalga geçmek' üzerine kurulan ve 'orantısız zekâ' diye tanımlanan duvar yazıları, hem sokakları hem de sosyal medya duvarlarını kapladı. Zekice işlenmiş örneklerin dışındakiler, zaman zaman tepkinin gerçekliğini ve olayların önemini azaltan bir etki gösterdi. Çünkü siyasi gerçeklik ile fıkra yan yana geldiğinde ortaya bir ‘çözümsüzlük’ de çıkmıştı. Gerçekliği örten bir yapı içinde eğlence kültü, toplumun bir kesimi tarafından ‘ciddiyetsizlik’ olarak algılandı. Fakat durum her ne olursa olsun, bu olaylar esnasında ortaya çıkan bütün yazılar, salt mizah düşüncesi ile ele alındığında, yeni dönem mizah anlayışının örneklerini oluşturmayı başardı. Tabii bir de Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın fotoğraflarının üzerine yazılar yazılarak oluşturulan kompozisyonlar ortaya çıktı. İlk olarak kim tarafından oluşturulduğu ve yaygınlaştırıldığı bilinmeyen bu kompozisyonlar 'gülmece' külliyatımızın yeni örnekleri olarak karşımıza çıkmıştı. Fıkra düşkünlerine göre, Amerikanca 'caps' adı verilen bu örneklerle Türk insanı kendi 'fıkralarını' ortaya çıkardı.
 
 
 
MİZAH, ELEŞTİRMEYİ BİLMEKTİR
İnsanlarımızdaki mizah ile eleştiri yeteneği yeni anlaşılmış bir şey değil. Ancak bu eleştiri yöntemi katlanarak artan bir seyir izliyor. Yazar Ercan Deva da "Muz Cumhuriyeti'nden Fıkra Olmak" adlı kitabında bir yandan siyasi, kültürel, edebi ve hatta sağlık sorunları ile ilgili eleştiriler yapıyor, diğer yandan da yeni gülmece örneklerine bir yenisini ekliyor.
 
 
Kitabına ünlü düşünür Niccolo Machiavelli'nin "Eğer bir millet, iktidarda bulunan kişilerin alçaklığını, hırsızlığını, yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet, bir gün vatanını da yitirmeye mahkûmdur" sözü ile başlayan Deva, kitabın önsözünde önemli bir hatırlatma yapıyor: "Kitapta yer alan fıkralar tamamen hayal ürünüdür." Ancak bu fıkralar birçok yerde gerçek yaşantı ile kesişiyor, her sözcük aklımıza günümüzden bir olay getiriveriyor. 
 
 
İşte kitapta yer alan fıkralardan birkaç örnek:
 
Bakan Karısı
 
Bakan seçildiğini yeni haber alan Muzcu siyasetçi, karısına sürpriz yapmak istemiş. Karısını telefonla arayıp sormuş:
"Karıcığım, Bakan karısı olmak ister misin?"
Şaşıran karısı cevap vermiş: "Hangi bakanın?"
 
Pul
 
Muz Cumhuriyeti Başkanı talimat vermiş:
 
“Üzerinde resmim bulunan pul bastırdım. Bundan böyle Başkanlığın tüm mektuplarında bu pul kullanılacak!”
 
Bir süre sonra pulların zarflara bir türlü yapışmadığı ortaya çıkmış. Başkan küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş:
 
“Üstünde resmim olan pullar yapışmıyormuş. Pulların arkalarına yeteri kadar zamk sürmediniz mi?”
 
“Sürdük efendim” demiş yetkili…
 
Başkan sinirlenmiş:
 
“Söylesene lan! O zaman neden pullar yapışmıyor?”
 
Yetkili, yutkunarak açıklamış:
 
“Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim.”
 
 
 
 
TIR’daki Mal
 
Yurt dışına insan kaçıran TIR’ı polisler durdurmuş:
 
“Ne var TIR’da?”
 
“Mal var.”
 
Adamın biri brandadan dışarı kafasını uzatmış.
 
“Ulan hıyar! Sen bana ‘mal’ mı diyorsun?”
 
Polis sormuş:
 
“Hani mal vardı?”
 
“Mal olmasa kafasını çıkarır mıydı?”